Hayatımın hiçbir döneminde kendimden "sağcı" ya da "solcu" diye söz etmedim ama...
"Sağcı" bilinen Tarık Buğra ile "solcu" bilinen Çetin Altan'ın yazılarını her seferinde:
Heyecanla okudum...
Bir şeyler öğrendim...
Anneciğimin dedesinin dedesi:
"Küçük Ağa" lakabıyla tanınırmış...
Bunu daha ilkokul çağlarımda öğrendiğim için midir nedir...
Tarık Buğra'nın büyük keyifle okuduğum (İlerleyen yıllarda TRT TV'de dizi film oldu) Küçük Ağa romanının ve...
Tercüman'daki günlük yazılarının etkisinde kaldım...
Çetin Altan'ın "enseyi karartmayın" sözünü son 5 yıldır, her videomun sonunda kullanıyorum...
Hele, fakir sofralarında da estetik olabileceğini anlatan:
Domates, maydanoz ve birkaç siyah zeytinle yapılmış salata tarifini hiç unutmadım...
Çektiği onca acıya, yattığı onca hapse rağmen yaşamdan umudunu asla kesmeyen Çetin Altan halen favorim...
Mutsuzluğun, kötümserliğin ne kadar anlamsız ve hatta zayıf iradenin sembolü olduğunu da keza:
Çetin Altan'dan öğrendim...
Kendisini "şanssız" olarak tanımlayanlardan uzak durmayı da Altan usta öğretti bana...
Ve hayatı bizzat yaşayarak öğrendim ki:
Bu duygular, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor...
Sosyal ilişkilerinde derin yaralar bırakıyor...
Meselâ mutsuzluğu:
Bireyin, içinde bulunduğu durumla uyumsuzluk hali olarak algılıyorum...
Seneca:
"Bireyi olaylar değil, olaylara bakış açısı mutsuz kılar" demişti...
O nedenle mutsuzluğu:
Yaşanan zorlukların...
Kayıpların...
Hayal kırıklıklarının veya...
Tatminsizlik duygularının körüklediğine inanırım...
Eğer güçlüyseniz...
İradesine teslim olanlardan değil...
İradesini teslim alanlardansanız:
Mutsuzluk sizin için geçici bir duygudur...
Kötümserseniz...
İradesine teslim olanlardansanız...
Mutsuzluğunuz kronik bir hal alarak yaşam kalitenizi düşürebilir...
Ve canlarım...
Uzun süreli mutsuzluk...
Fiziksel ve zihinsel sağlığınız üzerinde...
Olumsuz etkiler yaratabilir:
Sosyal ilişkilerinizi zayıflatabilir...
Kötümserlik:
Geleceğe olumsuz bakmak...
Gelecekten sürekli endişe duymaktır...
Kötümserseniz, enseniz sürekli kapkaradır...
Çünkü...
Olayların kötü sonuçlanacağına dair inancınız, günlük motivasyonunuzu ve yaşamdan alacağınız, almanız gereken zevki köreltir...
Şanssızlığa gelince...
Bulaşıcı hastalık gibidir...
Kendinizle ilgili "şansız olduğunuz" düşüncesi, sürekli şanssızlıkları davet eder...
Ama...
Kendinizi şanslı olduğunuza inandırırsanız...
Motivasyonunuz yükselir...
Başaracağınıza olan inancınız artar...
Mutsuzluk, kötümserlik ve şanssızlık:
İnsan yaşamının kaçınılmaz parçaları değildir...
Ama...
Başarıya giden yollar:
Mutluluk...
İyimserlik ve şanslı olduğunuz inancının taşlarıyla döşelidir...
Günün sözü"Gecenin en karanlık ve ebedi göründüğü zaman, gün ışığının en yakın olduğu andır..."
Halide Edip Adıvar
PARA VE GÜÇPara, modern toplumda sadece bir değişim aracı olmanın ötesinde...
Güç dinamiklerinin şekillenmesinde kritik bir rol oynar...
Bu yazıda:
Para ve güç arasındaki ilişkiyi inceleyerek, bu iki kavramın toplumsal, ekonomik ve politik boyutlarını ele alacağım...
Para, insanların ihtiyaçlarını karşılamak ve ticaret yapmak için kullandıkları bir araç ancak...
Para aynı zamanda:
Bir değer ölçüsü...
Ve...
Bireyler arasında:
Sosyal statü...
Prestij ve güç simgesi olarak da işlev görür...
Bir kişi ne kadar çok paraya sahipse, o kadar çok seçeneğe ve fırsata sahip olur...
Bu da bireyin toplumsal hayattaki etkisini artırır...
Güç ise...
Bir kişinin veya grubun diğerleri üzerindeki etki kapasitesi...
Güç, genellikle:
Ekonomik, politik ve sosyal kaynakların kontrolü ile bağlantılı...
Ekonomik güce sahip olan bireyler veya gruplar...
Karar alma süreçlerinde daha fazla söz hakkına sahip olurlar...
Bu durum, paranın güçle olan bağlantısına işaret eder...
Para ve güç arasındaki ilişkiye gelince...
Çok boyutludur...
Ekonomik güç bilhassa politik güçle doğrudan ilişkilidir...
Zengin bireyler veya şirketler, genellikle politik süreçlere etki edebilir veya...
Kendi çıkarlarını korumak için...
Lobicilik faaliyetlerinde bulunabilirler...
Bu durum, demokrasinin işleyişi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir...
(New York Belediye Başkanı Eric Adams ile Türk bürokrasisinin kurduğu kirli ilişki meselâ...).

104