İnşallah yanılıyorumdur

Bugün 12 Mart 2024...

TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri), 27 Mayıs 1960 silahlı askeri müdahalesinden 11 yıl sonra...

Veya:

Günümüzden 53 yıl önce bugün...

Yani:

12 Mart 1971'de...

Bu defa...

Silâhla değil:

Radyoyla, hükümeti iktidardan düşürdü...

Evet...

53 yıl önce bugün...

Genelkurmay Başkanı Org. Memduh Tağmaç komutasında:

Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Faruk Gürler...

Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Muhsin Batur...

Ve...

Deniz Kuvvetleri komutanı Celal Eyiceoğlu'nun:

Dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a gönderdikleri mektupla:

Dönemin:

1969 genel seçimlerinde 53 oy alarak tek başına hükümet kuran, AP Genel Başkanı ve Başbakanı Süleyman Demirel'in istifasını istedikleri gün...

Yani:
Demokrasi tarihimizin ayıplı günlerinden biri...

Tabii ki...

Kendisinden önceki ve sonraki askerî müdahalelerde de olduğu gibi:

Gösterilen sebeple...

Gerçek sebep arasında hiçbir ilgi olmayan bir darbe...

Generallere göre gerekçe:

Komünizm ve terör tehlikesi...

Aydın kesimlerine göre:

Demirel (AP) ve İnönü'nün (CHP) el ele verip...

Anayasayı değiştirerek:

27 Mayıs 1960 darbesiyle mağdur edilen eski demokratlara:

"İade-i itibar" vermekteki kararlılıkları...

Bana göreyse...

Demirel'in:

Ekonomiyi ve demokrasiyi liberalleştirme çabaları...

Dönemin büyük(!) iş adamlarının ayaklarına bağ olan:

Fazla özgürlükçü(!) 1961 Anayasası'ndan kurtulmak...

Ve...

1970 devalüasyonuyla döviz darboğazının aşılması sonucu dolan Merkez Bankası kasasını kullanarak:

Demokrasiyi de rafa kaldırarak...

Ülkeyi:

Döviz bolluğunda rahatça yönetebilmek...

Bu arada...

27 Mayıs darbecilerinin astıkları sağcı muhafazakâr; biri başbakan, ikisi bakan üç politikacıya karşılık...

Solcu devrimci 3 üniversite öğrencisini asmak...

Bu yakın tarih gezintisinden sonra soruyorum:

Sözde muhalif özde cepçi kimilerinin:

Hükümeti büyük devalüasyona zorlamalarının temelinde...

Yeni bir darbe...

Ve bu defa...

İktidara gelme özlemi yatıyor olabilir mi..

İnşallah yanılıyorumdur...

Günün sözü

"Biz az sayıdaki varlıklı Amerikalılar, çok sayıda yoksul Amerikalıların sorunlarını çözemezsek, demokrasimizi ayakta tutamayız...".

(Liberal Sosyal Demokrat) Başkan John F. Kennedy

ARABA YÜRÜMÜYOR...

Canlarım...

12 Mart vesilesiyle...

(Kendimce) çok önemli bir noktada...

Bir hatırlatma yapmak istiyorum...

Türkiye'nin:

Sık sık (10 yılda bir mutlaka) döviz darboğazına girdiği bir gerçek...

Mesele:

Bu darboğaza neden girildiğinin doğru tespiti...

Ekonomi kötü yönetildiği için mi döviz darboğazına giriliyor...

Ve sonuçta:

Ekonomik kriz ortaya çıkıyor..

Yoksa:

Demokratik hukuk devletini lâyıkıyla yürütmek yerine:

Eksikli hukuk...

Siyasi iradeye bağımlı yargı...

Ve...

İktidarların partizanlığı nedeniyle mi:

Döviz darboğazına giriliyor...

Ve sonuçta:

Ekonomik kriz ortaya çıkıyor..

Kişisel görüşüm odur ki:

Eksikli demokrasi...

Hukukun temel ilkelerine...

Kuvvetler Ayrılığı prensiplerine...

Yargı bağımsızlığına...

Ve...

İnsan haklarına saygı gibi çağdaş değerlerden uzaklaşmak:

Siyasetçiyi yozlaştırıyor...

Yozlaşan siyasetçi ise:

Kişisel çıkarlarını...

Halkın ve ülkenin çıkarlarının önüne koyuyor...

Bu sorun sadece Türkiye'nin değil...

Bütün az gelişmiş ülkelerin sorunudur...

Yani canlarım:

Arabanın önüne koşulması gereken atlar:

Arabanın arkasına koşulunca:

Araba yürümüyor...

UYARIYORUM!..

Ramazan ayında alışıldık iftar sofralarından kaçının...

Halkın 85'inin iftar sofrası nasılsa...

Sizler de:

Aynı iftar sofralarıyla yetinin...

Dikkatle bakıldığında, kuş sütünün bile bulunabileceği iftar masaları kurmayın...

Kurdurmayın...

Ve:

Atalarımızın "ata sözü...".

Liberal Demokrat Sosyalist Memduh Bayraktaroğlu'nun ise sloganı olan:

"Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar" özlü sözünü unutmayın...