Hukuk ahlakı, din ahlakı ve ekonomi...

18.yüzyıl İskoç filozofu ve ekonomisti Adam Smith, "Ulusların Zenginliği" isimli eserinde:

Ahlâk ve ekonomi arasındaki ilişkiyi anlatmıştı...

Smith'e göre, insanlar doğuştan itibaren:

Bencil olma eğilimindedirler...

Ancak...

İnsanlar, toplum içinde yaşarken...

Başkalarının ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmalı...

Kendi arzularını sınırlamalıdırlar...

İyi de...

Böylesine bencil...

Böylesine muhteris insanların, başkalarının aleyhine işleyen bu kötü huylarını kim dizginleyecek..

Tanrı mı..

Allah mı..

Yani, din mi..

Hiçbiri değil çünkü tanrı da din de insanları özgürlükle değil yasaklarla denetler...

O nedenledir ki Smith insanların bu kötü huylarının:

"Görünmez el" olarak denetleneceğini söylüyordu...

Görünmez el, bireylerin kendi çıkarlarını takip ederken, toplumun genel refahına katkıda bulunmalarını sağlayacaktı...

Meselâ:

Bir sanayici ya da tüccar kendi kârını maksimize etmeye çalışırken...

Üretim yapacak...

Üretimi tüketiciye ulaştıracak...

Bu süreçte işçi çalıştıracak:

Hem istihdama katkı sağlayacak...

Hem de vergi ödeyerek:

Devletin vatandaşlara daha düzgün ve yararlı hizmet vermesine sebep olacaktı...

Türkiye'de bunların hiçbiri olmadı canlarım...

Çünkü...

Siyasetçilerin geneli siyaseti:

"Halk adına bir şeyler yapmak" için değil:

"Bir şey (Milletvekili, bakan, devlet başkanı) olarak, devleti soymak için" yaptı...

Siyasetçi...

Sanayici ve tüccar:

Ne din ahlâkının (Aksine inançları istismar etti...).

Ne de:

Hukuk ahlâkının gereklerini yerine getirdi...

Sonuçta:

Hukuk ahlâkıyla eğitilmiş ve yetiştirilmiş toplumlardan oluşan liberal demokrat ülkeler zengin...

Din ya da geleneksel ahlâkla eğitilmiş ya da yetiştirilmiş toplumlardan oluşan ülkeler ise:
Fakir kaldılar...

Bizim, hangi sınıftan olduğumuzu ayrıca belirtmeme gerek olmadığı kanaatindeyim...

TALEP DEĞİL AHLÂK ENFLASYONU

10 gün kadar önce bir damacana suyun fiyatı 60 liradan 75 liraya çıkarıldığında:

"Bu zammın sebebi ne" diye sorduydum:

"Akaryakıt zamları" cevabı verilmişti...

(Suyumuzun kaynağı ve şişeleme tesisleri, bizim mahalleye 35 km. mesafede...).

Bu sabah su istedim...

Her zaman olduğu gibi 80 lira (5 lira servis bedeli) uzattım:

Suyu getiren genç adam:

"Abi fiyat 85 lira oldu" dedi ...

"Yahu daha 10 gün önce 15 lira zam yaptınız ya" diye sitem edeyim dedim...

Cevap, 10 gün önceki cevabın aynısıydı:

"Akaryakıt zamları...".

Dünyada:

Maliyet enflasyonunun hiçe sayıldığı...

Başkalarının ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurup, kendi arzularını sınırlamanın aptallık olarak tanımlandığı...