Mesleğimizin babalarından Necati Zincirkıran ağabeyimizi (96) kaybettik...
Necati Bey, benim Babıali'ye ilk adımımı attığım Günaydın gazetesinde genel yayın müdürümüzdü.
Haldun Simavi okulunun en başarılı uygulayıcılarındandı.
Grubun belli ilkeleri vardı...
Kendi entelektüel beğenimize göre gazete yapmak değil halkın anlayacağı, okuyacağı gazete yapmak...
Hedef buydu.
Hürriyet ve Günaydın ekolü bu ilke üzerinde yayın yapıyordu.
Halkı ilgilendiren haberi halkın ilgileneceği biçimde sunmak.
Bu sanatı Haldun Bey öncülüğünde Hürriyet ve Günaydın'da Necati Bey uyguladı..
Sonradan bayrağı yine başarılı bir gazeteci olan Rahmi Turan devraldı.
Necati Zincirkıran'ın "Olaylar, Anılar ve Gerçekler" adlı kitabından bir bölümü, izledikleri gazetecilik modeli hakkında fikir vermesi için aşağıya alıyoruz:
"Hürriyet'te başlattığımız bir 'Halk Üniversitesi' vardı. Öğrenmeye aç Türk halkı bu programa çok büyük ilgi göstermiş ve bu proje bize birden bire 200 bin net tiraj aldırmıştı. Burada okuyuculara onların anlayabilecekleri şekilde ders veriyorduk. Hukuk, iktisat, sağlık, sanat, tarih gibi...
Yıl sonunda test usulü imtihan yaparak 400 bin okuyucumuzun yarısından fazlasına diploma vermiştik. Hem de ne şık diplomalar. Bu diplomalar pek çok evin duvarlarını hâlâ süslemektedir..."
Halk gazeteciliği işte buydu...
Üzerimizde emeği olan Necati Bey'i saygıyla anıyor, yakınları ve sevenlerine baş sağlığı ve sabır diliyorum...
ROMAN POLİS
Yunanistan'da Yurttaşları Koruma Bakanlığı ilginç bir proje üzerinde çalışıyor...
Ta Nea gazetesinin haberine göre polis teşkilatına 100 Roman genci alınacak, bu Roman polisler özellikle Roman mahallelerinde devriye görevi yapacakmış.
Amaç Romanların yoğun yaşadığı mahallerde çetelere yönelik polis istihbaratını güçlendirmek, suçların kökenine inmekmiş. Adayların lise mezunu olması ve Roman dilini bilmesi şartmış. Bu elemanlar özellikle Atina, Selanik, İlia, Peloponez gibi bölgelerde görev yapacakmış.
Ne Türkiye ne bir başka ülkede devlet memuru Roman göremezsiniz.
ÇİVİ
Moda semti bir kafe ve lokanta semti oldu.
Her gün yeni yeni kafeler açılıyor.
Bu kafelerde dikkatimizi çeken ortak özellik.
Sandalyelerin demirden olması.
Ve herhangi bir minder konmaması.
Önceleri düz tahtadan kapılıyordu, demire dönüldü.
Sebebi malum...
Müşteriler uzun süre otursun istenmiyor.
Rahat etmesinler ve çay kahveyi içtikten sonra kalkıp gitsinler.
Doğrusu pek de zarif bir davranış değil.
İlginçtin demir iskemlelere rağmen insanlar yine de gelip epey uzun oturuyor kafelerde...
Korkarım yakında çivili iskemle modeline geçilecek...
Vatandaşın altına çivi konacak ki, oturmasıyla kalkması bir olsun!
BADAL
Amasya'da bir karayolu tünelinin kısa hikayesi var sosyal medyada. 921 metre uzunluğundaki Badal Tüneli 10 yılda bitirilmiş.
Bir araç tüneli 30 saniyede geçiyor.
Tünelin hemen yanında karayolu var.