HEP AYNI TERANE

Geldik yine 24 Nisan günlerine... Türkiye'yi suçlamak için yine kuyruktalar.Sanırsınız ki dünyada soykırım suçu işlemiş ve bunu kabullenmeyen tek ülke Türkiye'dir.1945 yılı 6 Ağustos günü ABD Japonya'nın Hiroşima kenti üzerine atom bombası attı. Ardından Nagasaki vuruldu. Kadın, çoluk, çocuk, genç, ihtiyar, 300 binin üzerinde insan öldü veya sakat kaldı.ABD Başkanı Barack Obama 2016 yılı mayısında Japonya'yı ziyaret edecekti. Hiroşima için özür dileyip dilemeyeceği kendisine soruldu:"Hayır, dedi Obama, şunu kabul etmeliyiz ki liderler savaş sırasında her türlü kararı alabiliyor, bunları incelemek ve sorgulamak tarihçilerin işidir."Fransız devlet başkanları Cezayir katliamı konusunda her soru sorulduğunda:- Özür dilemeyeceğiz, diyorlar.İngiltere Hindistan'da öldürdüğü 5 milyon Hintli için asla özür dilemedi.Amerika'nın Kızılderili soykırımı için özür dilemesi hiç gündeme gelmediAlmanya'nın 6 milyon Yahudi'yi katli için Willy Brandt'ın Polonya'da soykırım anıtı önünde diz çöküp özür dilemesi yeterli sayıldı. Konu çoktan unutuldu.Ancak 1915 Ermeni trajedisi sürekli gündemdedir.Dozajı yeterli görülmemiş olmalı ki 1990 sonrası gündeme Pontus, Süryani, Keldanı, Arımi, Dersim soykırımları da sokulmuştur. Anıtlar dikilmiştir.1915'in soykırım sayılması için objektif koşullar örneğin bir mahkeme kararı yoktur.Savaş koşulları içinde cereyan etmiş bu olayı o günün koşullarından ayırıp tak taraflı bir suçlamaya dönüştürmek ne hukuka ne mantığa sığar.Amaç belli ki bugünün neslini kendi tarihi konusunda kuşkuyu düşürmek, Türkiye'yi dünya uluslar camiasında köşeye sıkıştırmaktır. Defalarca yazdık. 1915 aydınlatılmak isteniyorsa bir uluslararası komite kurulur, bütün soykırım iddiaları aynı komitece ele alınır. Bizi suçlayanlar buna razı mıKİNTSUGİ15. yüzyılda yaşayan Japon komutan Aşikaga Yoşimasa'nın çok sevdiği Çin porseleni çaydanlığı kırılır.Komutan derhal çaydanlığın onarılmasını ister.Çaydanlık onarılır ama kırık izleri giderilemez.Onun üzerine sanatçılar devreye girer.Sanatçılar kırık izlerini gizlemek yerine altın varakla iyice belirginleştirerek orijinal desenlere dönüştürürler.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6744572;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6744572;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarmelih-asikhep-ayni-terane-6744572' });Kintsugi sanatı işte böyle doğar.Kintsugi sanatının ardındaki felsefeye göre bir eşya ya da bir insan hasara uğramış ve kırılmış ise taşıdığı iz kıymetlidir. Bu yüzden önceki halinden çok daha değerlidir.Kırıklar, izleri gizlenmek için değil, bilakis daha da vurgulanmak içindir. Hasara uğramış insanlar için de durum farklı değildir. İnsan, hiç acı yaşamamış gibi, hiç hata yapmamış gibi, hiç kırılmamış gibi yapamaz. İçimizdeki oyukları, kalbimizdeki kırıkları altınla doldurup yaşanmışlıkları kutsamak, yaraları kutlamak, izlere müteşekkir olmak, açıkça, kasten ve herkesten önce kendine dürüst yaşamanın tek yoludur. Hem bazı yara izleri eskisinden de güzel yapar insanı.Tıpkı "Dünya herkesi kırar ve sonra pek çok insan işte o kırık yerlerinden güçlenir" diyen Hemingway gibi. (Facebook'tan)ERMENİ EYALETİGenç