HARCAMA SANATI

Bazı insanların da ömrü başkalarında hata ve suç aramakla geçiyor.

Hele ölen birini bulurlarsa keyiflerine değmeyin.

Birkaç gün önce değerli gazeteci arkadaşımız Hikmet Çetinkaya vefat etti.

Arkasından çokça iyi şeyler yazıldı.

Ama ilgisiz insanların ilgisiz notlar düştükleri de görüldü.

Hikmet'in yaşı 80'i aşmış, meslek yaşamı 50 yılı geçmişti.

Onu tanıyıp tanımadığı, okuyup okumadığı bile kuşkulu bazı kişiler haberin altına birer cümlelik notlar düşerek Çetinkaya'yı linç etmeye kalkıştılar.

Onunla bir alıp veremedikleri yoktu.

Ama bu bir hastalık...

Bu hastalığın kökenine gelince...

Psikolojide tanımları var.

Örneğin deniyor ki:

- Bazı kişiler kendi hatalarını, kusurlarını veya olumsuz duygularını başkalarında arar ve eleştirerek onlardan uzaklaşmaya çalışır. Bu aslında kendi hatasını başkalarına yükleyerek kendini savunma mekanizmasıdır.

- Böylece kendilerini daha kusursuz ve üstün hissetmek isterler. Kendi özsaygılarını yükseltmeye çalışırlar.

- Başkalarının hatalarını öne çıkararak, kendilerini daha değerli hissetmek çabasındadırlar.

- Böylece "başkalarından" daha iyiyim hissine kapılır, rahatlarlar.

★★★

Siyasetçiler, yazarlar vb. icraat ve eserleriyle ölümlerinden sonra tartıya vurulabilir, irdelenebilir. Ama kimse yalan yanlış bir cümleyle linç edilemez. Hatası ve sevabıyla koskoca bir insan ömrü bir cümlede özetlenip harcanamaz. Vicdan buna izin vermez. Vermemeli.

ROKET

Akasya Alışveriş Merkezi'nde eşiyle birlikte alışveriş yapan okurumuz anlatıyor:

- Bir ara eşim:

"Yoruldum bir kahve içelim", dedi. Hemen oracıktaki masaya oturduk. Meğer Vakko'nun kafesiymiş. Burası pahalıdır, dedim. Eşim "Canım birer kahve içeceğiz canımızı alacak değiller ya", dedi. Birer Latte kahve içtik. Hesap geldi... İki kahve 580 lira... Neyse ki canımızı almadılar.

★★★

Bir başka okurumuz özel laboratuvarda gaita testi yaptırmış.

- Geçen ay bu teste 450 lira ödemiştim, dedi, bu defa zam gelmiş, 650 lira ödemek zorunda kaldım...

Maaşlar kağnı ile fiyatlar roket ile seyahat ediyor.

MÜLTECİ