TSK'nın Kuzey Irak'ta ne işi var

MSB tarafından yapılan açıklamaya göre, Pençe-Kilit operasyon bölgesinde teröristlerce düzenlenen taciz ve sızma girişiminde 9 askerimiz şehit oldu.
Pençe-Kilit operasyonu, Irak'ın kuzeyindeki Metina, Zap ve Avaşin-Basyan bölgelerinde yapılıyor.
Bu bölgeler daha önce PKK'nın kontrolündeydi. Kandil'i koruyan bu kamplardan çıkan teröristler, sınırı geçerek Türkiye'nin içinde saldırılar düzenliyorlardı. Ardından da işlerini bitirip geri dönüyorlardı. TSK'nın zaman zaman sınırı aşarak yaptığı kısa süreli operasyonlar ise sonuç vermiyordu.
Bu böyle yıllarca sürdü gitti.
15 Temmuz sonrası içindeki general rütbesine kadar yükselmiş Pensilvanya ajanlarından kurtulan TSK, bu kısırdöngüyü kırmak için ulusal bir stratejiyle görevlendirildi.
TSK, yalnızca Irak'ın kuzeyinde değil, Suriye'nin kuzeyinde ABD eliyle kurulmaya çalışılan PKK-YPG devletine karşı da sınırı aşıp üsler, güvenli bölgeler oluşturdu.
Türkiye uluslararası anlaşmalardan doğan meşru müdafaa hakkını kullanarak, Suriye ve Irak sınırında kesintisiz bir hat şeklinde örülen terör koridorunu çeşitli noktalardan böldü. Buralarda yerel unsurlarla birlikte yaşam alanları oluşturdu. Diğer bölgelerde ise Rusya ile birlikte ortak devriyelerin yapıldığı kontrol alanları yarattı.
TSK'nın buradaki varlığının, terörün yanı sıra Türkiye'ye yönelik göç hareketlerini sınırlandırmak için de elzem olduğu açık.
Peki, PKKYPG'nin Türkiye'yi bu bölgelerden çıkarma amacıyla yaptığı her saldırının ardından soluk soluğa sahneye fırlayıp "Irak'ın, Suriye'nin kuzeyinde Türk askerinin işi ne" diye tercümeye başlayanların önerisi nedir
ABD'nin Türkiye'nin güney sınırlarının hemen ötesinde eğittiği, donattığı, sevk ve idare ettiği terörist sürüsüyle mücadele için daha akıllıca bir stratejileri var mı
Terör saldırısının hemen ardından bir TV kanalına bağlanıp, bölgeye ABD'ye yani PKK'ya haber vermeden girmememiz gerektiğini söyleyen sözüm ona ulusalcı emekli subayın tavsiyelerini mi dinlemeliyiz mesela
Ben bağlılık yeminini NATO'ya değil Türkiye'ye eden askerlere kulak veriyorum. Görüşlerini aldığım bölgede görev yapmış askeri kaynaklarım da geçen hafta aynı bölgede yaşanan ve 12 şehit verdiğimiz saldırıyı hatırlatıp, kötü hava koşullarında askerin geçici üs bölgelerinden korunaklı kalelere dönmesi ihtiyacının belirdiğini anlatıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün gün boyu Dolmabahçe'de yaptığı görüşmelerde ve toplantılarda bu konunun da enine boyuna konuşulduğu belirtiliyor.

İÇ SAVAŞA DEĞİL BELEDİYE SEÇİMİNE HAZIRLANIYORUZ ZÜLFÜ BEY
Zülfü Livaneli de dün gece "Cumhuriyet'in Aydınlık Yüzleri" isimli gecede sahne almış. Elini tutup havaya kaldırdığı Ekrem İmamoğlu'nu da Harekât Orduları Kumandanı