Trump kazanınca kaybedenler

78 yaşında olmasına rağmen muazzam bir seçim kampanyası yürüten Trump yeniden ABD başkanı seçilmeyi başardı.
Müesses nizam, küresel merkez medyasından Hollywood'una, Obama'sından Clinton'una kadar tüm aparatlarıyla karşısındaydı. ABD hukukunu ayaklar altına alıp saçma sapan davalarla onu içeri tıkmaya çalıştılar. Adamı öldürmeye bile kalktılar. Nafile...
Öyle ucu ucuna falan da kazanmadı; ezdi geçti. Yalnızca başkanlığı değil Senato'yu ve Temsilciler Meclisi'ni de aldı.
Demokratlar artık belini doğrultamaz.
Evet, elbette Trump'ın ABD başkanı olarak yapabileceklerinin, değiştirebileceklerinin sınırları var. Ancak Biden ya da Harris gibi kişiliksiz bir figür değil özgün bir karakter olduğu için fiili durumda değişim yapma potansiyeli çok fazla.
Belki ABD'nin kendisine format attığı 911 muamması gibi netameli mevzulara giremez. Ama sırf Epstein skandalına karışmış isimleri açıklama vaadini yerine getirse ülkede yer yerinden oynar.
Seçildikten sonra yaptığı ilk konuşmasında savaş çıkarmayacağını ve Suriye gibi mevcut çatışma alanlarından çekileceklerini söylemesi bile bile umut verici.
Tabii bu durumda tüm dünyada, Demokrat koalisyon kaybedince kaybetmiş sayılanlar da var.
Kuşkusuz ilk sırada, Harris'in temsilcisi olduğu küreselcilerin kayığına binip kendine istikbal arayanlar geliyor.
Zelenski'nin işi bitti. Trump artık Ukrayna'ya 5 sent bile göndermez.
Suriye'nin kuzeyinde McGurk'ün himayesinde devlet kurma hayalleriyle çığırından çıkan PKK-YPG ve onun Türkiye de dâhil bölgedeki kolları sahipsiz kaldı. Okyanus Ötesi'ne şirin görünmek için çırpınan ana muhalefet aktörleri de sukut-u hayale uğradıklarını gizleyemiyorlar.
Fransa'daki Macron ve Ukrayna cephesinin gönüllüsü İngiltere de kaybedenler listesinde.
Almanya'daki Okyanus Ötesi'nin kukla koalisyonu da şimdiden çatırdamaya başladı.


ERDOĞAN VE TRUMP ANLAŞIR
Beş ABD başkanı eskiten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en samimi ilişki kurduğu isim Trump'tı.
Rahip Brunson meselesinde yargı kararı nedeniyle ilişkileri gerilse de diyalog zeminini kaybetmemeyi başardılar.
ABD'nin "girmeyin" tehdidine rağmen Erdoğan'ın Suriye'nin kuzeyindeki askeri harekâtlarımızı bu dönemde gerçekleştirdiğini ve Trump'ın "Türkler yemeğe gider gibi savaşa gidiyor" diyerek seyretmekle yetindiğini de unutmamalıyız.
Daha Türkiye'nin adını ağzına aldığına şahit olmadığımız soğuk Harris yerine, Türkiye Cumhurbaşkanı'yla "gayet iyi anlaştığını" açıkça ifade eden Trump'ın seçilmesi umut verici.