Tam gündeme girecek oluyorum...

Hafta sonunun gündeminden ilki Merkez Bankası Başkanı ile ilgili bir kurum çalışanının ortaya attığı mobing iddialarıydı.
ABD temaslarını sürdüren Erkan cephesinden iddiaların komplo olduğuna dair yalanlama geldi.
Diğer mevzu ise Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde kaymakamın cuma namazı için gittiği camide, "şehitlerle ilgili dua okumadığı için imamı mikrofonla darbettiği" iddialarıydı.
Kaymakam iddiaları yalanladı. İmamı yalnızca uyardığını darp etmediğini söyledi.
Yani her iki olayla da ilgili tarafların açıklamalarından başka bir şey bilmiyoruz.
Ne var ki şuncacık bilgiye rağmen kamuoyu, medya yine karpuz gibi ortadan ikiye ayrılıverdi.
Herkes kendinden çok emin. Kaymakamcılar bir tarafta, imamcılar, sendikacılar öte tarafta.
Sosyal medya mahkemesinde hükümler veriliyor, defterler dürülüyor
İşimiz bu, gündem. Ben de gireyim içine diyorum ama bir bakıyorum at izi it izne karışmış.
FETÖ'cüsü "laiklik elden gidiyor" diye tartışmaya dahil olmuş, PKK'lısı Türkiye milliyetçilerine "doğru yolu" gösteriyor.
Dört bir yanımızda savaşlar, yıkımlar, suikastler yaşanırken, aklını başına alan uluslar daha kötüsü için hazırlıklarını sürdürürken belli ki birileri bizi fena oyalıyor.


MELONİ DOĞRU YOLDA
Küreselci medya, İtalya Başbakanı Meloni'nin G7 Lideri olarak ilk ziyaretini Türkiye'ye yapmasına çok bozulmuş görünüyor.
"Seçilmeden önce çok eleştirdiği Erdoğan'ın ayağına gitti" türünden analizlerle eski defterleri açıyorlar, İtalyan Başbakanı iç kamuoyunda sıkıştırıyorlar.
Meloni, ülkesi için doğru ve mantıklı olanı yapıyor. İktidara geldiğinde Hanya'yı Konya'yı anlamış olmalı ki, aklı başında her lider gibi gereken manevrayı yapmakta tereddüt etmiyor. Ne yapsın, Türkiye'nin nüfuz alanında olan Libya'daki göçmenler sorununu çözmek için ABD'yle mi görüşsün mesela Diğerler gibi haracı mı arttırsın yani
Evet, tam olarak istedikleri bu.


GAZETECİLER CEMİYETİ ÖDÜLÜ HAK EDİYOR!
Büyükçekmece Belediyesi'ndeki yolsuzluk iddialarını haber yapan A Haber muhabiri Ahmet Nazif Vural'ın kameralar önünde dövülmesi üzerine basın meslek kuruluşları alışılageldiği üzere sessiz kaldılar.
Geç de olsa içlerinden sadece Gazeteciler Cemiyeti gazeteciye sahip çıktı.
"Cemiyetimizdeki" mahalle baskısına rağmen bu adımı öneren meslektaşlarımıza