Seçimleri aradan çıkartalım önümüze bakalım

6 Şubat başlayan 7.7'lik deprem, züccaciyeci dükkânına girmiş fil gibi hayatımızı her anlamda altüst etti. Sadece depremzedeler ve korkunç sarsıntıların devam ettiği bölge değil tüm Türkiye, 85 milyon travma halindeyiz. Dahası, bilimsel soslu karamsar kehanetlerle kamuoyuna daha kötüsü gelecek havası hâkim kılınmaya çalışılıyor. Manipülasyonlarla ve "devlet çöktü" türünden ajitatif söylemler sıradanlaştırılarak belirsizlik algısı körükleniyor. Acilen netleşmeye, atmosferimizi geren ağırlıklardan kurtulmaya ihtiyacımız var. Kuşkusuz ilk akla gelen, yasal takvime göre ve ilan edildiği üzere önümüzdeki aylarda yapılması gereken seçimler. Zaten böyle bir ortamda seçimlerin nasıl yapılacağı depremin ardından tartışılmaya başlandı. Normaldir. Depremzedelerin nerede ve nasıl oy kullanacaklarına dair insanların kafasında soru işaretleri olabilir. Ama önümüzde daha 3 aya yakın bir süre var. Kayıtların takibi ve diğer gerekli düzenlemeler pekâlâ yapılabilir. Devletin de bu işle görevli onca kadrosu var. Siyasi partilerinse zaten başka işi yok. Mümkün olan en yüksek katılımla seçimler yapılabilir. Aksi, devletin sorumluluğunu halka yüklemesi anlamına gelir. Hükümet cephesinden seçimlerin erteleneceği yönündeki iddialara açık itirazlar geldiği halde haybeye naralar atan muhalefet numara yapmayı bırakıp işin ucundan tutmalı. Seçmenine