Samimiyet süreci
MHP Lideri Bahçeli'nin Öcalan çıkışı sonrası TUSAŞ'a yapılan saldırı ve kayyum atamaları herkese "Ne oluyor" dedirtti.
Bahçeli dün Meclis grubunda olan biteni samimi ve cesur şekilde ortaya koydu.
"Ağırlaştırılmış müebbete çarptırılan teröristbaşı, terörün bittiğini söyleyecekse haydi DEM grubuna gelsin söylesin, umut hakkından da istifade etsin. Teklifimde ısrarlıyım, sözümün arkasındayım" dedi.
Bence Bahçeli bu çıkışıyla kamuoyunun kafasında adlandırılamayan sürece isim de koymuş oldu:
Samimiyet süreci.
Zira önümüzde 40 yıldır çözülmesi için her yöntemin denendiği bir düğüm var.
Türkiye, siyasetini zehirleyen, huzurunu bozan, dünya rekabetinde ayağına bağ olan, enerjisini, kaynaklarını heba eden bu sorunla artık daha fazla devam edemez.
Geçmişte şu oldu bu oldu, neticede olan oldu. Herkes pozisyonundan bir adım geri gidip bakmalı. Mevcut söylemleri tekrar ederek, slogan atarak bu işin içinden çıkamayacağımızı anladık.
Asgari müşterekse son derece makul: Silah hiçbir hâl ve koşulda siyaset aracı olamaz, namluların gölgesinde demokratik hak talep edilemez.
Çünkü gerekçe ne olursa olsun, hiçbir demokratik hukuk devletinde, bir yasal partinin silahlı kanadı olmasına müsaade edilemez.
Türk siyasetinin ana akım milliyetçiliğini temsil eden geleneğin lideri, bu yüzleşme için "Gerekirse Öcalan gelsin konuşsun" diyecek basireti gösterirken, kendine solcu, ilerici, liberal, demokrat, devrimci diyenlerin ezberine sarılması, "Statüko devam etsin" demesi nasıl bir sefalettir
CHP, KANDİL'İN OTOBÜSÜNE STEPNE OLDU
Yerel seçimlerde İstanbul başta olmak üzere pek çok belediyeyi DEM'le yaptıkları "kent uzlaşısı" ittifakı sayesinde kazanan CHP, Bahçeli'nin çıkışıyla panikledi.
Özgür Özel "El yükseltiyorum" diyerek sürece dâhil olmuştu ancak bu kadar ileri gideceğini doğrusu tahmin edememiştim.
Geçtiğimiz gün kayyum atanan Mardin Belediyesi önünde DEM'in otobüsünün üzerine çıkmış, partinin Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan'ın "serhıldan" çağrısına alkış tutuyordu.
Bakırhan, Kandil'e selam çakan konuşmasında aynen şunları söyledi:
"Çok iyi bilsinler ki, Seyit Rıza ne yaptıysa, Şeyh Said ne yaptıysa, Mazlum'lar, Deniz'ler, Sakine'ler ne yaptıysa Kürt halkı da onların yaptığını yapacaktır."
Mazlum'ların, Sakine'lerin "neler yaptıklarını" anlatmanın gereği yok, bu açıkça bir silahlı ayaklanma çağrısı. Meclis'te temsil edilen bir partinin yöneticisinin ağzından çıkacak sözler değil.
Öyle ki, partisi de dün "Eşbaşkanımız kolektif bir hafızaya vurgu yaptı" diye Bakırhan'ın sözlerini yumuşatmak zorunda kaldı.
Özgür Bey üç beş oy uğruna, sahneyi İmamoğlu'na kaptırmamak için ülkenin ana muhalefet partisini Kandil'in otobüsüne stepne yaptığının