İstanköy
İstanbul dev bir şehir. Diğer hizmetleri bir kenara koyun, milyonlarca insanın çöpünün alınması, musluğuna su götürülmesi, ulaşımının sağlanması bile başlıbaşına bir iş.
Dolayısıyla bu göreve talip olup kazanan yerel yöneticilerin işlerine dört elle sarılmaları, tüm mesailerini İstanbul'a ayırmaları şart.
Gelin görün ki, "Kimilerine yakışmaz ama tatil bana çok yakışıyor" diyen bir belediye başkanımız var. Kendisine İstanbul'da denk gelmek zor.
Sık sık uçak dolusu yandaş gazeteciyle birlikte Avrupa kentlerini ziyaret ediyor. Boş zamanlarında ise yerel yöneticiliği kendine layık görmediği için Cumhurbaşkanı'yla polemiğe giriyor. Enerjisini, belediyenin kaynaklarını parti içi iktidar mücadelesine harcıyor.
Sonuçta da İstanbul günden güne mega bir köye dönüyor. İki saat yağmur yağınca şehir felç oluyor. Dün de akıl almaz bir metrobüs kazası yaşandı. 1 vatandaş öldü, 2'si ağır 53 yaralımız var.
Hadi ilk dönem geçmiş yıllarda yapılan yatırımlarla bir şekilde idare ettik. Ancak hazıra dağ dayanmaz. İstanbul bu başıboşluğu bir 5 yıl daha nasıl kaldıracak merak diyorum.
CUMHURBAŞKANI'NDAN RANDEVU ALIN CEMİL BEY
İzmir Körfezi'ndeki korkutucu kirlilikle ilgili yazım üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı'nın basın ekibinden aradılar. Şöyle söylüyorlar:
"Sizin de asılsız haberlerin etkisiyle 'Ölen balıklar İzmirli değilmiş, içimiz rahatladı' başlığı altında ve eleştirel bir dille köşe yazınıza konu ettiğiniz şekilde bir açıklama Sayın Cemil Tugay tarafından yapılmamıştır. Kendisinin basın toplantısında net bir şekilde dile getirdiği mesele, Körfez'de balık ölümlerine neden olan organizmaların, uluslararası deniz taşımacılığı faaliyetleri yoluyla taşınmasıdır. Yani taşınan balık değil alglerdir."
Derdim her gördüğümde kaygılandığım Körfez'in kurtarılması, bağcıyı dövmek değil. Ancak Başkan sonuçtan yakınıyor. Zira pis suları mesken tutan algler bir sebep değil. Onlara davetiye çıkaran Körfez'in bir atık mecrası hâline gelmesine göz yumanlar.
Öyle ya kenti 20 yıldır Tugay'ın partisi yönetiyor. Onca yılda Körfez'i ciddiye alıp bir proje hayata geçirmedikleri, meseleyi konser düzenlemek kadar bile ciddiye almadıkları, Körfez'i kirleten işletmelere yeterli denetim ve yaptırım uygulamadıkları için bugün mevcut başkanın da kabul ettiği felaketle yüz yüzeyiz.
Doğru, Cemil Bey göreve başlayalı henüz birkaç ay oldu. Rengi siyaha dönen Körfez'i bugünden yarına temizlemesini kimse beklemiyor elbette. İzmir'in hâlinden memnun olmayan seçmen de hizmete değil ideolojiye baktığı için yerel yöneticilerin üzerlerinde bir baskı hissetmeleri olası değil.
Ne var ki, değil 5 yıl, kaybedecek bir günümüz bile yok.
Aklıma gelen tek çözüm, Belediye Başkanı'nın Cumhurbaşkanı'ndan randevu alması. Soruna neden olan ihmalleri ve çözüm mekanizmalarını ortaya koyup belediyenin sorumluluklarını üstlenmesi ve yapacaklarını anlatması. Sonunda da elbirliğiyle bu hâle getirdikleri