Diyalog her zaman iyidir

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart seçimlerinin hemen ardından siyasette yumuşama sürecini başlatacağını Sabah'tan Yavuz Donat'a verdiği röportajda duyurmuştu.
Özel, birkaç gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan randevu alarak AK Parti Genel Merkezi'ne gitmişti.
Sabah'ın manşetinden Türkiye'ye ilan ettiği süreç, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iade-i ziyaret için AK Parti Genel Merkezi'ne birkaç yüz metre mesafedeki CHP Genel Merkezi'ne gitmesiyle devam ediyor.
Her iki cepheden de statükonun değişmesinden ödü kopanlar, 2028'e dair başka ajandaları olanlar burunlarından soluyor.
Kim ne derse desin, Erdoğan'ın tam 18 yıl aradan sonra CHP'ye gitmesi, Özel'in sekter politikalarla partiyi yüzde 25 bandına hapseden yaklaşımı iktidar perspektifiyle terk etmesi, çözüm odaklı, şeffaf ve soğukkanlı bir muhalefet sergilemesi, siyasetin rasyonelleşmesi için çok olumlu bir gelişme.
Ayrıca tüm çelişkilerde uzlaşacaklar diye de bir şart yok. Öyle olsa merkez partiye ne ihtiyaç var
Bölgemizin, dünyanın fırtınada sallandığı bir dönemde Türkiye'nin temel sorunlarına yönelik bir iki esas meselede eldivenlerini çıkarsalar kâfi.


TİKTOK SİYASETİ
Şifrelerle konuşan Sinan Oğan son olarak, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e "Türkiye İttifakı" tanımını kullandığı için "Artık mekânın sahibi geri geldi, Özel sizi sahneden alalım" dedi.
Siyaseten mana arayanlar var ama cevap tek kelime:
TikTok.


ABD'DEN UZAKLAŞANA AŞIRI SAĞCI DİYORLAR
Avrupa Parlamentosu seçimlerini neredeyse tüm dünya basını aynı başlıkla gördü:
"Avrupa'da aşırı sağın yükselişi."
Türkiye'dekiler de dâhil yorumlar genel olarak bu tespit-kabul üzerine şekillendiriliyor.
Özellikle İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin ve Ulusal Birlik Partisi Lideri Fransız Marine Le Pen'in oylarını artırması üzerinde duruluyor.
Seçim sonucunda oluşan tabloya baktığımızda ise küreselci merkez medyanın ve ondan beslenen yerel medya aktörlerinin körüklediği boyutta bir değişim görülmüyor.
705 üyeli Avrupa Parlamentosu'nda aşırı sağ diye nitelen gruplar 13 sandalye daha kazandılar, o kadar.
Sandalye sayısını 4 artıran Meloni'den bir Mussolini çıkar mı
Düzensiz göç karşısında tutumu ya da Macron'la girdiği AB liderliği rekabetinde sarf ettiği sömürgecilik karşıtı, İtalya ulusu vurgulu çıkışları tek başına bu yafta için yeterli mi