Çözüm Süreci neyi çözecek
Bir özet geçelim. Bahçeli'nin "Öcalan konuşsun. PKK'yı bitirsin. Huzur hakkından yararlansın" çıkışının, Trump'ın seçimleri kazanması ardından gidişatı doğru okuyan devlet aklının dile gelmesi olduğunu gördük.
Nereden mi
Elbette, daha şimdiden, sahipsiz kalan PKK'nın Fırat'ın doğusuna süpürülüp bayrak indirmesi sonucunu doğuran Suriye Devrimi'nden.
Suriye politikasını değiştirme vadeden Trump'ın 20 Ocakta iş başı yapacak olması, Başkan daha göreve başlamadan sahada boşluk yarattı. Aktörleri ileri hamleler yapmaya teşvik etti. 13 yıllık düğüm 13 günde çözüldü.
Neticede Suriye'de Türkiye'nin nüfuz alanını genişledi. Suriye'nin kuzeyindeki PKK devleti projesi çöpe gitti. 13 yıldır Suriye'den Türkiye'ye yönelen göç tersine dönmeye başladı.
Farklı ittifaklar ve imkanlar doğuracak yeni döneme eskinin yükleriyle girmek istemeyen İktidar cephesi de 40 yıldır ekonomiden siyasete, toplumsal huzurdan demokrasiye kadar her alanı zehirleyen uru kesip atmak istiyor.
Gelelim, herkesin aklındaki soruya.
Çözülecek olan ne
Kendimi bildim bileli Kürtlerin demokratik haklarının iadesi için çaba harcayan, ayrımcılıklarla mücadele eden biri olarak ortada "ancak silahla çözülecek bir yarılma" göremiyorum.
Erdoğan döneminde, PKK'ya gerekçe gösterilen koşulların tamamı ortadan kaldırıldı. Bir dönem kamusal alanda kullanımı yasak olan Kürtçe'nin lehçeleri bugün okullarda seçmeli ders olarak okutuluyor. Hatta güneydoğu illerimizde bile izlenmeyen TRT ŞEŞ gibi uygulamalarla kolektif haklar meselesi abartıldı bile.
Ekonomiden demokrasiye Kürtlerin mustarip olduğu ne varsa 85 milyondan geri kalanın da sorunu.
O halde hiçbir partiye, guruba, zümreye tanınmayan "silahlı güce sahip olma" ayrıcalığının DEM'e tanınmasının izahı var mı
Yıllardır sürse de oluşan koşullarda Türkiye Cumhuriyeti bu 3. Dünya ülkesi manzarasına daha fazla müsaade edemez. Benim diyen kurumsallaşmış demokrasilerin bile yanaşmadığı asil jestler uğruna varlığını daha fazla tehlikeye atmaz.
PKK meselesini diri tutmak için yırtınan batı da kendi derdine düşmüş durumda. Koalisyon dönemlerinde olduğu gibi Erdoğan'a söz geçiremeyeceklerini de biliyorlar.
İmralı'da DEM'liler görüşen Öcalan'ın "çağrıyı yapmaya hazırım" demesi, ortaya çıkan bu tabloyu net olarak gördüğünün işareti.
DEM'İN DE KANDİL'İN DE BAHANESİ KALMADI
Abdullah Öcalan ile üç saate yakın görüştüklerini anlatan Pervin Buldan, "Sağlığı ve morali iyi. Oldukça moralli gördük 10 yıl aradan sonra. En son 2015'te görmüştük. Aradan 10 yıl geçti, oldukça iyi gördüğümüzü söyleyebilirim. Kendisi de çok umutlu bu dönem açısından. 'Bu bir şans' diyor. Bu şansı hepimizin değerlendirmesi lazım" diyor.
Ve ekliyor:
"O süreçten (Çözüm Süreci) hepimizin dersler çıkarması gerekiyor. Bu dönemi iyi değerlendirmek lazım. Muhalefet açısından söylüyorum tabii bunları."