CHP içindeki kavgaya Selvi Kılıçdaroğlu'nu karıştırmayın

CHP'liler nefesini tutmuş Cumartesi günü Kılıçdaroğlu'nun açıklayacağı ve dünya çapında ses getireceği söylenen "vizyon projesi"ne kilitlenmişti. Konuşma baştan sona hayal kırıklığıydı o ayrı bir konu. Ancak üç konu Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının önüne geçti. Birincisi; Mahmut Övür'ün "Kılıçdaroğlu'nun vizyon projesi AK Parti'den çalıntıdır" iddiası... İkincisi; Türkiye'ye gelmeye tenezzül bile etmeyip telekonferansla katılan sözde danışman ama özde ABD'li kayyum olan Jeremy Rifkin... Ve en önemlisi Kılıçdaroğlu'nun hayatının en önemli projesi açıklanırken uyuyakalan Selvi Kılıçdaroğlu'nun verdiği görüntü. Böyle bir görüntü dünyanın her yerinde haberdir. Ancak beni şaşırtan bir şey oldu... AK Parti medyası ve sosyal medyadaki AK Partililer bu görüntü karşısında daha vicdanlı ve sağduyulu bir tavır ortaya koydu. En acımasızları kimdi biliyor musunuz Ekrem İmamoğlu'nun trolleri ve medya dünyasındaki destekçileri. Hemen linç başladı ve bu linçe Sözcü yazarı Yılmaz Özdil bile katıldı. Peki, Selvi Kılıçdaroğlu uyumayıp da ne yapsın. Beklentiyi yükselterek binlerce kişiyi salona toplayıp yeni tek kelime söylemezseniz elbette uyur. ABD'nin atadığı "Müstemleke valileri"ni CHP'nin tarihi toplantısında konuşturursanız elbette uyur. Tarihi "vizyon projesi"nin sunumunu İngilizce yaptırır ve salondaki tek kulaklığı Kemal Bey'e verirseniz elbette uyur. Bu hanımefendinin ülkeyi yönetmek gibi bir iddiası yok. Konuşmaları sıkıcı bulmuş, zaten kendini de iyi hissetmiyormuş uyumuş. CHP'de yapılan siyasetin beceriksizliğinin sorumlusu Selvi hanım değildir. Ayrıca CHP içindeki kavgaya Selvi hanımın dahil edilmesini de hiç adil bulmuyorum. MUHALEFET DEĞİŞİM DEĞİL KAOS VADEDİYOR 20 yıllık AK Parti iktidarının ardından değişim talep eden muhalif seçmenin önüne konulan yegane seçenek tek kelimeyle kaos. Mesela eğer Millet İttifakı kazanırsa artık Cumhurbaşkanını halk seçecekmiş ama yetkileri açısından sembolik olacakmış... Dahası, halkın yarısından fazlasının oyuyla seçilip muazzam bir meşruiyet kazanan sembolik Cumhurbaşkanımız "eş güdüm kurulu" adı verilen 6 konseyin dediklerini, istediklerini harfiyen yerine getirecekmiş. Kesinmiş. Zaten bakanlıklar da alınan oylara göre pay edileceği için pek fazla bir işi kalmayacakmış. Böyle bir Türkiye'yi hayal edebiliyor musunuz Meral Hanımın, "Adayım" diyen Kemal Beye rağmen hala ısrarcı olduğu bir ismin, bu sembolik koltuğa oturduğunu kabul edelim. İstanbul seçimlerini kazanınca kendini muhalefetin bir numarası olarak görmeye başlayan, Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'yla Canan Kaftancıoğlu üzerinden didişen İmamoğlu örneğin... Hangi çılgın egodan ibaret İmamoğlu'na çekil kenara deyip zincir vurabilir, parlamenter sisteme dönüşe ikna edebilir sizce Peki HDP'li Garo Paylan'ın ve silah arkadaşlarının "Sizden hiç haz etmiyoruz. Bağrımıza binlerce taş