Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Van'ın Gercüş ilçesinde bir kütüphane açılışındaydı.
12 Eylül döneminde bölgedeki kütüphanesiz bir kasabaya atanan kütüphane müdürünün anlatıldığı Vizontele filmine gönderme yapan Mumcu "Nereden nereye" diyor.
Gerçekten öyle, nereden nereye... Ama gelin görün ki aradan geçen 45 yılda kütüphane artık bir ihtiyaç olmaktan çıktı.
Dolayısıyla Bakan'ın açtığı kütüphane en fazla ilçenin turizmine katkı yapar. Zamanla Vizontele Kütüphanesi diye anılır, bölgeye influencer turist çeker. O kadar.
Filmin anlattığı analog yıllarda doğmuş ve mesleği gereği kitaba bağımlı biri olarak gördüğüm gidişat budur. İlkokulda, hatta üniversite yıllarımda kütüphanelerde çok vakit geçirdim. Çünkü bilgiye ulaşabileceğimiz yegâne kaynaklar çeşitlilik sunan kütüphanelerdeydi.
Milenyumla başlayan dijital çağ, anlık bilgi akışının gerçekleştiği sanal mecraları öne çıkartınca bireyin mekâna olan bağımlılığı azaldı.
Bugünün dünyasında kütüphaneler, olsa olsa iletişim aracı olma vasfını kaybedip antikaya dönüşen nadir eserlerin korunduğu ve sergilendiği müzeler olarak işlev görebilirler.
İnanmıyorsanız Gercüşlülere sorun. Bilgiye ulaşmak için kütüphaneye mi koşuyorlar yoksa telefonlarına davranıp internete mi giriyorlar
E sosyalleşmek isteyenler dışında kimse de roman okumak için kütüphaneye gitmez. Çünkü artık okumak, her zamankinden daha fazla bireysel bir eylem. Tıpkı bir meditasyon yöntemi gibi.
Yazıyı yazarken gözüm evdeki kitaplığıma ilişiyor. Üst katımda oturan 22 yaşındaki Efe'nin de, 15 yaşındaki kardeşi Ege'nin de gözü ne zaman bana gelseler kitaplığıma takılıyor.
Ellerindeki telefondan, Google'dan, yapay zekâ programlarından öğrendiklerini bu kitaplarda aradığımı anlatmaya çalışıyorum.
Sağ olsunlar, anlayışla dinliyorlar.
Sohbetimize şahit olan en küçük kardeşleri 10 yaşındaki Emir ise hiç oralı değil. Ancak gülüşünden şüphelenmiyor değilim. Muhtemelen benimle kafa buluyor.
'FAKE NEWS'ÜN SONU GELDİ
ABD seçimlerinin ardından ülkedeki Demokrat kamuoyu kolektif bir travma hâlinde.
Trump seçildi diye sosyal medyada kadınlar saç kazıtma kampanyaları düzenliyorlar. Hollywood aktörleri ülkeyi terk edeceklerini açıklıyorlar. İtalyan belediyeleri, ABD'li "sığınmacılara" kapılarının sonuna kadar açık olduğunu duyuran ilanlar yayınlıyorlar.
Trump'ın kendilerini çiğ çiğ yiyeceğine, içeri atacağına inanan endişeli Demokratlara, takip ettikleri merkez medya da ilaç olmuyor. İnsanlar bu mecraların yıllardır kendilerini kandırdıklarını yavaş yavaş anlıyor olmalılar.
Zira Trump'ın "fake news" dediği bu kanalların,