Ali Koç, Gezi'de bulaştığı siyasetten kaçayım derken sığındığı Fenerbahçe limanında daha fazla siyasete bulaştı.
Seçilirken de görev başındayken icraatı ve söylemleri eleştirildiğinde de cevabı hep politikti.
Atatürkçü olduğu için saldırı altında olduğunu söylüyor, "takımı şampiyon yapmasını engelleyenlere" karşı Fenerbahçe stadının adının Atatürk olarak değiştirilmesi gibi tekliflerde bulunuyordu.
"Siyasete girseniz daha iyi olmaz mı" diye sorduğumuzda ise cevabı yine siyaset üzerinden veriyordu.
Oysa iktidarla da muhalefetle de iyi ilişkileri vardı Ali Koç'un. Kimsenin öyle tavuğuna kışt demesi mümkün değildi. Son olarak Ülkü Ocakları da MHP'ye sempatisini gizlemeyen Koç'u seçimlerde desteklediğini açıkladı.
Ama olmadı. Günün sonunda Şükrü Saracoğlu'nu "Chobani Stadyumu" olarak yeni seçilen başkana devretti.
Şüphesiz, Harvardlı bir işletmeci olarak daha profesyonel davransa sonuç farklı olabilirdi.
Ne var ki seçim günü, "Sen olsan kime oy atardın" diye soran arkadaşlarıma, "Sadettin Saran'ı fazla tanımıyorum ama gördüğüm kadarıyla yine Ali Koç'a atardım" desem de sonucun Ali Bey için iyi olduğunu düşünüyorum.
Fenerbahçe'ye cebinden onca para harcadı. Kimse üstüne koymadı diyemez. Tribün dediğin de nedir ki Kendisini alkış kıyamet omuzlarına alanların günü gelince yuhaladıklarına şahit olmadı mı Yarın da "Ali Başkan'ın kıymetini bilemedik" derler.
Omuzlarından kalkan yükü hissetmiyor mu
Hayatını geri kazandığı için şükretsin. Tadını çıkarsın.
***
İYİ Kİ KÜRSÜDE MUHARREM BEY YOKTU
Yo, İsrail'e zamanında nükleer teknolojiyi veren Fransa dâhil pek çok ülkenin Filistin'i tanıdığı BM zirvesi için "Hava cıva" diyenlerden değilim.
Netanyahu'nun tırnaklarını yiyerek izlediği zirvenin İsrail'in meşruiyetine yönelik ciddi bir darbe olduğunu düşünüyorum.
Ne var ki bütün dünya televizyonlarının canlı geçtiği, Eurovision gibi izlenen bu dev zirvenin organizasyonu zayıftı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması sırasında yaşanan ses aksaklığını, kürsüye çıkan ABD Başkanı Trump'ın prompter'larının çalışmaması izledi.
Trump, "Prompter çalışmadığı için bu konuşmayı prompter'sız yapmam sorun değil. Sadece şunu söyleyebilirim; prompter'ı kullanan kimse başı büyük belada" diye işi şakaya vursa da hakikaten olacak iş değil.
İyi ki kürsüde Muharrem Sarıkaya yoktu.