Hicrî yeni yılınız mübarek olsun

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (asm) Mekke'den Medine'ye hicreti, İslâm aleminde hicrî takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.

Hicret esnasında yaşanan mu'cizeler

Hicrî takvim, Hz. Ömer'in (ra) halifeliği zamanında, hicretten 17 sene sonra toplanan bir heyet tarafından, Hz. Ali'nin (ra) teklifiyle Hicretin gerçekleştiği yıl, 1 kabul edilerek tesis edilmiştir. Hicrî takvimden önce ise Arapların tarihî olay ve yaş hesaplamalarını Fil Vakası'na göre belirledikleri bilinmektedir.

Peygamber Efendimizin (asm), Mekke'den Medine'ye göç ettiği yıl olan (Milâdî) 622 yılının başlangıç kabul edildiği Hicrî takvim'e, hicret takvimi de denir. Hicrî takvim, ayın dönemlerine göre hesaplananır. Hicrî takvimde 12 ay sırasıyla şöyledir: Muharrem, Safer, Rabiulevvel, Rabiulâhir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelâhir, Receb, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkâde ve Zilhicce.

Cenab-ı Allah, Kurân-ı Kerîm'de: "Ay ve güneşin hareketi bir hesap iledir." buyuruyor. Ay hesabını, okuma-yazma bilmeyen ümmîler de yapabilmişlerdir. Hicrî takvime göre bugün 1 Muharrem 1447 yılına girmiş bulunuyoruz. "Muharrem" kelimesi, "hürmete lâyık," "haram olan, yasaklanan" anlamlarına gelir. Cahiliye Arapları Muharrem ayı geldiğinde birbirleriyle savaşmaz, kan dökmezlermiş. "Savaşın haram olduğu ay" diyerek saygı gösterirlermiş.

NEDEN HİCRET, TAKVİMİN BAŞLANGICI OLMUŞ

Takvim başı için hicretin esas alınmasının birçok sebebi vardır. Hicret ile, Müslümanlar güçlenerek kardeş olduklarını yeryüzüne ilân etmişlerdir. Hicret, insanlığın ve medeniyetin zirvesidir. Mekke'nin hiç kan dökülmeden fethedilmesinin, Müslümanların dünyanın dört bir yanına Kur'ân ve iman ilmini taşımasının adıdır "Hicret." Ümmetin gücünü herkesin tanıdığı bir zamanın adıdır "Hicret." Müslümanların birlik ve beraberliği ile zaferlere koşmalarıdır "Hicret." Zulümden, haksızlıktan, düşmanlıktan uzaklaşıp, barışa, kardeşliğe, adalete ve iyiliğe gitmektir "Hicret." Günümüzde Müslümanlar, bu vasıflardan çok uzakta oldukları için, "Hicrî yılımız mübarek olsun" demeye bile çekiniyoruz. Bugün Müslüman kardeşlerimiz katledilirken, seyirci kalan, hatta zalimlere destek olan, Müslüman yöneticilerin vurdumduymazlığına herkes şahit oluyor. Şimdi de düştüğümüz bu halden çıkış için yine bir hicrete ihtiyaç var. Daha fazla geç kalmadan Müslümanlar uzaklaştıkları İslâm'a dönmelidir.

HİCRETE İHTİYAÇ VAR

Dünya kana bulandı, Müslümanların âh'ı arş-ı âlâyı titretti. Masum yavruların "açız" diye ağlamaları, açlıktan ölen bebekler, bombalarla etrafa saçılan vücut parçaları, bunların hiçbiri Müslümanları bir araya getiremedi. Gazze'deki kardeşlerimiz "Neredesiniz ey Müslümanlar, yardım edin!" diye seslenirken, dünya Müslümanlarının yardımı; kınamak, yürüyüş, protesto ve cılız sloganlardan öteye gitmedi.