Yapay zekâyla üretilen sanat: Frankenstein'in canavarı

Meksikalı yönetmen Guillermo Del Toro, şu ara "Frankenstein" filmiyle gündemde. Kendine has bir tarzı olan, korku hikâyelerine, gotik temalara, meraklı, Hollywood'dan sonra bir süredir Netflix'te alternatif işlere imza atan bir yönetmen. "Pan's Labyrinth /Pan'ın Labirenti"nin (2006) kariyerinin en iyi filmi olduğu söylenir. Gerçekten de Franco dönemi İspanya'sının baskıcı rejimini ve bu rejim altında gelişen doğaüstü bir hikayeyi korku türü altında işleyen çok iyi bir filmdir. Sinema tarihine damga vuran eserler arasında kabul edilir bazı eleştirmenlerce. Öte yandan yakın zamanda çektiği "Pinocchio"yu da çok beğenirim ben. Öykünün duygusal temelini, hepimizin kalbine dokunan karanlık alanlarını işlemeyi de ustaca başarmıştır Del Toro. Çok fazla dijital efekt ve yapay zekâteknikleri kullanılan bugünün sinemasında animasyon bir filmi bu kadar özellikli bir şekilde başarmak hem de içeriğini bozmamak önemli.

Del Toro bu filmde de öncekilerinde de hiç yapay zekâkullanmadığını söyledi. İşin aslı, yapay zekâya tamamen karşı olduğu biliniyor ve bu alanda bir tür sözcüye dönüştü son dönemde. Geçenlerde Consequence'a verdiği bir röportajda şöyle söyledikleri önemli. Aktarıyorum: "John Lennon'ı dinlerken Lennon'ın erken yaşta annesini kaybettiğini biliriz. Bu müzik bize hikâyesiyle gelir. Yaşananlar, verilen mücadeleler şarkıları anlamlı kılar. Van Gogh resmine bakarken Van Gogh'un geç keşfedildiğini, hayatı boyunca tek bir tablo satamadığını hatırlarız. Fırça darbelerinde bu duygularının izlerini buluruz. Eğer resimlerinden hikâyeyi çıkarırsak geriye cansız çizgiler kalır. Hikâyesiz bir şekil ve görüntü. Bu bizi Frankenstein'ın hikâyesine götürür. Garip gelebilir ama ben insan olarak hata yapan, aptal bir varlık olabilme hakkımı savunurum. İnsanlığı ve sanatı yaratan şey biraz da budur. Yapay zekâya mimaride, mühendislikte ya da hukukta karşı değilim. Bilimin pek çok alanında insanlar yapay zekâya ihtiyaç duyabilirler ve bu bana normal geliyor. Ama sanatçıların yapay zekâyı hoş karşılaması imkânsız. İnsanlık tarihinde bazı büyük çözümler kusurlardan doğmuştur, bazı büyük felaketlerin nedeniyse kusursuzluk takıntısıdır."