Geçenlerde kızım geldi "baba dünyanın en iyi grubu BLACKPINK'tir, en iyi solisti de Rose" dedi ve geldiği gibi odasında kayboldu. Bu cesur manifestoyu aktarmamın nedeni K-Pop fenomeninin sekiz yaş kuşağı üzerindeki etkisini anlatmak. Bununla (ve sekiz yaşındaki bir kız çocuğunu müzik zevkiyle) mücadele etmek güç.

Şu ara ekranlarda yeni bir fenomen var. K-Pop Demon Hunters. Bu animasyon dizi, HUNTR/X adlı kız grubu ve Saja Boys adlı erkek grubunun (yaramaz çocuklar) mücadelesini anlatıyor. Elbette fonda bol bol K-Pop.

Dizi o kadar büyük fenomene dönüştü ki kısa zamanda, şu an (23 Temmuz itibarıyla) Spotify'ın US Top 50 listesinde bir numarada HUNTR/X'in "Golden" adlı şarkısı var. Şarkı yayınlanalı birkaç hafta oldu ama 165 milyon dinlemeye ulaşmış bile. Saja Boys'un da şarkıları 100 milyonlarda. Listede ilk 25 arasında yedi şarkı var filmin soundtrack albümünden.

Karakterler sanal ama müzikler sanal değil. Daha doğrusu yapay zekâ ucubeliği işe karıştırılmamış. Müziklerin arkasında gerçek insanlar var. Zaten başarının nedeni de (bana kalırsa) 'insanlık'.

Twice, aespa gibi K-Pop ekipleriyle çalışan Güney Koreli şarkıcı ve prodüktör Ejae, Amerikalı R&B şarkıcısı ve rapçi Audrey Nuna (Chu), rapçi, şarkıcı, besteci Rei Ami, Güney Koreli şarkıcı ve besteci Andrew Choi, ABD'li şarkıcı besteci Kevin Woo bu işin arkasındaki isimlerden bazıları.

Güney Kore ve ABD çıkışlı bu K-Pop projesi şu âna kadar beklenenin ötesinde bir başarıya ulaşmış durumda. Sanal karakterlerden starlar üretilmesi yeni değil, oyun dünyası zaten bu şekilde dönüyor. Ancak müzik alanında bir anlamda keşfedilmemiş kıta bu konu.

Okur mektubu!

Ozzy Osbourne'un ölümünün ardından Times'da bir okur mektubu yayınlandı. Mektubun sahibi 1975 yılında Londra'da Swiss Cottage'daki Holida Inn'de garsonluk yapıyor. Kapanma saatine yakın dört çok sarhoş adam geliyor. Yanlarında bir de Collie cinsi köpek var. Dört hamburger, köpek için de bir biftek sipariş ediyorlar. Güle oynaya yedikten sonra dönemin popüler tatlısı olan kara orman pastasından dört tane sipariş ediyorlar. Tabaklar önlerine konar konmaz pastaları alıp birbirlerinin suratına yapıştırıyorlar. Bir saniye sonra her yer çikolata ve kremaya bulanıyor. Garson o sırada hamile olduğundan bulantılar içinde soruyor ne yapıyorsunuz Müzisyene benziyorsunuz, kimsiniz siz diye soruyor.