Britanya'nın önde gelen müzisyen / prodüktörlerinden Dave Stewart yapay zekâ konusunda önemli bir uyarıda bulundu
Yapay zekânın yaratıcı işlerde yapacağı yıkımın önüne geçmek için içerik üreticilerinin uzunca bir süredir telif hakları konusunda yürüttükleri mücadeleyi biliyoruz. Neden bu telaş Neden yaratıcı işlerde ve bu işlerin yan sektörlerinde çalışanların yapay zekâ devriminden en fazla etkilenecek kesim olduğu belirtiliyor
Bir defa yapay zekâ araçları görüntü, müzik, metin üretebiliyor kolaylıkla. İyi üretsin ama bunu nasıl yapıyor Bu alanda emek vermiş insanların işlerini emeklerini inceleyerek, onların fikirlerini, çizgilerini, bestelerini, melodilerini, yüzlerini, seslerini, konuşma biçimlerini her şeylerini trolleyip çalarak yapıyor. Çalmak kelimesini rahatlıkla ve bilerek kullanıyorum çünkü bugün her ne kadar konuya ilgili hukuk insanları kimseyi rahatsız etmeyecek tabirlerle meseleyi yumuşatmaya normalleştirmeye çalışsa da olan biten budur. Yapay zekâ araçları interneti troller, kendilerinden isteneni üretmek için gerekli kaynakları bulup talan eder, çalar ve telif ödemez.
Bu modeli kafamıza oturttuktan sonra neden yaratıcı kesimin sıkıntı hissettiğini de anlamış oluyoruz. Telif örgütleri yapay zekâ araçları üreten teknoloji firmalarıyla yoğun bir telif savaşı yaşıyor. Bu mesele her iki tarafın da geleceği tahmin etmekte güçlü çekmesinden kaynaklanıyor.
Yapay zekâ araçları nasıl gelişecek, ne ölçüde servisler oluşacak, bu servisler nasıl bir ekonomik büyüklüğe sahip olabilir, bu net değil. Hangi eserin ya da üretimin nasıl ve ne kadarının bir yapay zekâ üretimi işte kullanıldığını tespit de zor. Bu bana benziyor dersin, karşı taraf da alakası yok der. Mahkemeler yıllar sürer. Bunu tespit edecek teknolojik ölçüm cihazlarının da oluşması lazım.
Bu bakımdan neyi nasıl telifleyeceğini henüz net olarak bilmiyor insanlar. Bu telifleme modelleri gelişirse, o zaman olayın ücretlendirme boyutu da gelecek. Ama bu telif meselesinin çözülmesini beklerken, ki illa çözülecek eli kulağında, yapılacak şeyler var.
Dave Stewart, bilen bilir, Britanya adasının en önemli müzik adamlarından biridir. Eurythmics'in kurucusu ve Annie Lennox ile iki üyesinden biri olarak tanıyoruz kendisini daha çok ama o aynı zamanda önemli bir prodüktör. Londra'nın kuzeyinde Crouch End'de bulunan The Church Studios'un kurucusu. Burada Madonna'dan Bob Dylan'a en büyük isimlerle albümler kaydetmiş bir müzik duayeni. Bu stüdyonun ilginç tarihini 2022'de "Bob Dylan'ın takıldığı Jamaika Restoranı" başlıklı yazımda anlatmıştım. Merak eden Google'layabilir.
Her neyse, kendisi ilginç bir bakış açısıyla geldi geçen gün. "Müzisyenler yapay zekâyla savaşmayı bırakmalı, yeni durumla kucaklaşıp yoluna devam etmeli" dedi. Peki nasıl olacak bu iş
Stewart yaratıcı işlerde çalışan herkesin fiziksel ve zihinsel varlıklarının tüm haklarına bir an önce sahip olması gerektiğini söylüyor. Sadece şarkılarınızın değil. Sesinizin, yüzünüzün, fiziksel özelliklerinizin de sahibi olmalı ve bunları geç kalmadan tescillemelisiniz. Ancak bu şekilde ileride yapay zekâyaratıcı alandaki ağırlığını iyice hissettirdiğinde ayakta kalma şansınız olabilir. Son yıllarda büyük grup ve sanatçıların, The Queen'den Pink Floyd'a bu 360 derece anlaşma işine girerek kataloglarını, seslerini ve fiziksel görüntülerini tescillemeleri boşuna değil. Sadece büyükler değil artık küçük büyük demeden herkesin bu yola girmesi gerekiyor.

4