Norveçli Anna of The North'un yeni albümü "Girl in a Bottle", Kylie Minogue'un prodüktörü Starsmith ve Avicii'nin prodüktörü Sebastian Furrer'in katkısıyla hazırlanmış bir dream-pop manifestosu
Anna of The North (Amma Lutterud), Norveç doğumlu bir besteci ve şarkıcı. Her ne kadar 'kuzeyden gelen' desek de aslında mesleki açıdan güneyden gelen bir sanatçı. Hem de en güneyden, aşağılardan, üniversitede okumak için gittiği Avustralya'dan. Grafik tasarım üzerine eğitim aldığı sırada prodüktör Brady Daniell-Smith ile tanışıyor. Böylece 2017'deki ilk albüme giden bir süreç başlamış oluyor. "Girl in a Bottle" dördüncü stüdyo albümü. Kyle Minogue ile de çalışan Starsmith ve Avicii'nin prodüktörlerinden İsveçli Sebastian Furrer albümün arkasındaki isimler.
Anna of The North, yılın büyük kısmını düşük yoğunluklu turnelerle geçirdi. Eski albümlerinden şarkılar çalmanın yanında bu albümde yer alan üç şarkının ("Call Me", "Waiting for Love", "Give Me Your Love Back") da yer aldığı setler yaptı, pop şarkılarını cover'lamayı ihmal etmedi. Bu kulüp turnesi sırasında hazırlanan albüm sanatçının halen yaşadığı Norveç'in Gjovik kentinde değil, Londra'da kaydedildi.
Bu bir aşk albümü. Âşık olmak, terk edilmek ve her iki durumla başa çıkmaya çalışmak, konular bunlar. Anna, Norveç Vogue'una konuşmuş ve demiş ki "Ben yaşadığımız çağda romantizmin geri döndüğünü düşünüyorum. Ben hep aşk şarkıları yazdım ama benim için yeni bir durum değil."
Sekiz şarkılık albümün süresi sadece 22 dakika. Ancak açıklaması var. Bu ikili bir albümün ilk ayağı. Devamı 2026'da gelecek.
Aynı geçen yüzyılın başında olduğu gibi 21. YY'ın başında da insanlık siyasal ve ekonomik bir kırılma anını yaşıyor. Her zamankinden daha yalnız ve yolunu kaybetmiş bir hâlde var olmaya çalışırken aşk ve sevgi belki de varoluş sancısının tek tesellisi. İşler iyi gitmediğinde kafamız karıştığında yakınlarımıza döner onlara sarılırız. Anna of The North da sadece ilişkiler üzerine yazmamış. Bahsettiği sevgi, aile ve arkadaşları da işaret ediyor. Yılın son haftalarında gelen güzel bir kapanış albümü. Naif, kırılgan bir sanatçıdan güçlü mesajlar…
Ne dinlesek
Haftanın elektronik albümüTEED'den (Orlando Tobias Edward Higginbottom) geldi: "Always With Me." Totally Enormous Extinct Dinosaurs adıyla tanırdık kendisini. Son dönem bu komik ama telaffuzu zor uzun isimden kurtulmaya karar verdi ve adını baş harflerden oluşan bu kısaltmaya indirgedi. TEED, Londra doğumlu bir prodüktör ve DJ ama Los Angeles'ta yaşıyor. Müziği derin bir perspektifte algılayan, elektronik müzik yelpazesinin daha entelektüel tarafında gördüğüm bir isim. Müzik eğitimini Londra'da Marylebone'daki Royal Academy of Music'te almış. Ardından Londra'nın alternatif âlemlerinde kendini pişiren bir DJ, prodüktör ve şarkıcı. Kulüp müziğine meraklı, çok katmanlı, iyi hazırlanmış bir dans albümü dinlemek isteyenler ilgilensin.

5