Glastonbury neden mesele oldu
İngiltere'de iki rap grubu şu ara fikirlerinden dolayı zor günler yaşıyor. Bob Vylan ve Kneecap. Bu isimlerin geçen hafta sonu gerçekleşen Glastonbury Festivali performansları bayağı büyük mesele oldu. New York Times'tan The Guardian'a, Times'dan Liberation'a, Corriere della Sera'ya hem Anglosakson basını hem de Kıta Avrupası'nın ileri gelen medya kuruluşları bu iki grubun Glastonbury'de sahneden verdikleri mesajları konuşuyor. Yazılan çizilenlerin çoğu bu iki grubun ne kadar terbiyesiz oldukları, Yahudilerden ne kadar nefret ettikleri gibi bana sorarsanız gerçeklikle alakası olmayan şeyler.
Detaylarda kaybolmamak için bu iki grubun da hayli sert ve provokatif mesajlarla İsrail'in Filistin'de sürdürdüğü sivillere yönelik katliamları eleştirdiğini söyleyebilirim. Bu mesajların sertliği eleştirilebilir ama insanlar Filistin'de olan biten konusunda kendini ifade etme konusunda o kadar büyük baskı altında ki bastırılan mesaj da işte yolunu bulunca böyle sert çıkıyor.
Her iki grup da İsrail'in Filistin'de uyguladığı soykırımı gündeme getiriyor. Bu yüzden Başbakan Keir Starmer Glastonbury'de yer almamaları gerekir demişti. Performanslarını canlı yayınlanan BBC eleştirildi. Elbette sadece bu iki grup değil, pek çok sanatçı dünya çapında bu meseleye dikkat çekti. En son Dua Lipa da çocuklara yönelik katliamın durması mesajını verdi. İster soykırım deyin, ister katliam bu zalimliğe dur diyenlerin sayısı zaman içinde giderek arttı. Mesela geçen hafta İstanbul'da konser veren Fontaines D.C. de bu meseleye en erken eğilenlerden. Mesajlarını sahnede açıkça veriyorlar.
Tahammül edemiyorlar
Ancak sanmayın ki bu kolay bir şey ve sanmayın ki Avrupa ve ABD'de Filistin'in mağduriyetini dile getirenler bedel ödemiyor. İngiltere'yi bildiğimden bu ülkeden örnek verebilirim. Burada herhangi bir şekilde İsrail'in yaptıklarını eleştirmek hemen kayıtsız şartsız Yahudi düşmanı, ırkçı ve terörist ilan edilmek demek. Basından siyasete, iş hayatından günlük yaşama o kadar büyük bir mahalle baskısı ve adaletsizlik var ki ortadaki haksızlıktan âdeta şişiyorsunuz. Bir tarafın devamlı sırtı sıvazlanırken diğer tarafa insan muamelesi bile yapılmıyor neredeyse. Basında çıkan yazıların tonu, siyasilerin mesajları bir yana "ama neden çocuklar ölüyor" demek bile kimi zaman işinden kovulmak ya da mimlenmek için yeterli. Sistem hiçbir şekilde "ama bir dakika Filistin..." diye başlayan cümlelere tahammül etmiyor. Bunları söyleyenler hemen şu veya bu şekilde sistemden elimine oluyor.
Durum böyle olunca insanlar işte patlayıveriyorlar. Özellikle sokaklar yani halk bu adaletsizliğe bu tek yanlılığa, bu güçlünün yanında hizalanıp garibanı ezmeye tepkili. Özellikle gençlerin kafası bu tip bir yaklaşımı hiç almıyor. Sokak gösterilerinden konserlere gençliğin olduğu her yerde sistem açısından sıkıntı var. Glastonbury gençliğin en önemli, en sembol buluşmalarından biri. Burada bu iki grubun ve diğer başka ekiplerin de (Rod Stewart dahi verdi bu anlamda mesajını) Filistin'in yanında durup İsrail Devleti'nin ve ordusunun faaliyetlerini eleştirmesi çok büyük yankı buldu. 50 yıllık Sir Rod Stewart'ı bile soytarılıkla Yahudi düşmanlığıyla suçlayanlar oldu. (80 yaşındaki Sir Rod Stewart Glastonbury'de "bugün İsrail Filistin'de Nazilerin Yahudilere yaptığını yapıyor" diye konuştu.)