Londra'da herhangi bir kitapçıya girin. Kasanın hemen önünde, veya en görünür masada ya da gözünüze en fazla çarpan o en popüler rafta tanıdık bir isim gözünüze çarpar. Sabahattin Ali'nin 1943'te yayınlanan romanı "Kürk Mantolu Madonna". "Madonna in a Fur Coat" adıyla David Selim Sayers tarafndan İngilizce'ye çevrilen ve Penguen Classic serisi altında ilk kez 2016'da yayınlanan kitap sanmayın ki şu ara moda oldu. Benim tanık olduğum kadarıyla en azından beş yıldır başta Waterstones ve Daunt Books zincirleri, hemen hemen bütün kitapçılarda baş köşede en görünür yerde gözüme takılır. Yabancı bir ülkede tanıdık bir isme denk gelmenin heyecanıyla kim bilir kaç kere sosyal medya hesaplarımda paylaşmışımdır bu durumu.
Kitabın ismi de, kapağındaki siyah beyaz fotoğrafta koklaşan âşıklar da doğrusu, 1920'lerin Berlin'inde başlayıp dallanıp budaklanan ve sonunda hayatın dayattıkları ve pişmanlıklarla örülerek Ankara'ya kadar uzanan bu romantik hikâyeyi çok iyi anlatır. Her göreni birkaç saniyeliğine büyüler ve merak ettirir.
Sabahattin Ali'nin Türkiye'de de satış rekorları kıran kitabı geçen yıl Birleşik Krallık'ta 30 bin adet satarak bu ülkenin 'yerli ve milli' klasiği Jane Austen'ın "Gurur ve Önyargı"sını geride bırakmış. Peki ama neden
Neden bu kitaba bu kadar büyük ilgi var Neden okuyan "bu sadece bir kitap değil ruhuma açılan bir kapı" gibi iddialı hayranlık cümleleri kuruyor Neden kitap TikTok'taki edebiyat fenomenlerinin bir numaralı mevzusu. Neden 1920'lerin Berlin'inde geçen bir roman Birleşik Krallık'ta Z kuşağının başucu kitabı oldu Neden 1.5 milyon takipçili edebiyata meraklı genç YouTube fenomeni Jack Edwards kitabı okumaya başlar başlamaz kitaba âşık oluyor
2 Kasım'da Guardian'da bu konuya değinen kitap eleştirmeni John Self, 2024'te Birleşik Krallık'ta çok satan klasikleri incelediği yazısında 100 bin satan Dostoyevski'nin "Beyaz Geceler"ini ve "Kürk Mantolu Madonna"yı birlikte ele alıyor ve bu iki kitabın çok satmasını içinden geçtiğimiz dönemin ekonomik ve sosyal dinamiklerine bağlıyor. Self'e göre bu kitaplar siyasi ve ekonomik açıdan büyük çalkantıların yaşandığı dönemlerde geçen bireysel hikâyeler. "Kürk Mantolu Madonna" ikinci dünya savaşının devam ettiği 1943'te yazıldı ve 1920'lerdeki ekonomik buhran döneminde Berlin'de geçiyor. "Beyaz Geceler" de 1848'in St. Petersburg'unda benzer bir dönemde geçen bir aşk hikâyesi. 2020'lerin ekonomik ve siyasi açıdan çalkantılı döneminde yaşayanlar yani bugünün genç kuşakları, eski kriz dönemlerinde insanların nasıl yaşadığını, bu buhranlarla nasıl başa çıkmaya çalıştıklarını merak ediyor.

5