Mehmet Tez

Milliyet

Behzat Ç'li rap albümü (!)

Adın çıkacağına canın çıksın diye bir laf vardır. Erdal Beşikçioğlu da bir defa Behzat Ç oldu artık başka bir yere koyamıyoruz kendisini. Shakespeare bile olsa işin içinde, Behzat o bizim için. İngilizlerin "gift and curse", yani hem nimet hem lanet dediği şey. Beşikçioğlu'nun, Behzat Ç'den bu yana yer aldığım en iyi proje dediği "Hamlet" ile Shake

Farklı bir gündem: Kızımla konuştuğum konular

Bunları daha ziyade kızımın tartışmaya açtığı konu başlıkları olarak da okuyabilirsiniz.Unikornlar gerçek miLeyla tek boynuzlu atların gerçek olmadığını biliyor. Onları hayali varlıklar olarak nitelendiriyor. Ama yine de aklının bir köşesinde acaba gerçek olabilirler mi diye düşünmeden de edemiyor. Söylediğine göre, bize her söylenen şeye inanmamal

Londra'da bahar, bireyselliğe övgü ve pastoral ortamlar

En güzel hava, tişört üzeri mont giyip terlemeden dolaşabildiğin havadır derdi birisi. Kimdi hatırlamıyorum ama güzel laf. Londra'da bahar demek işte tam olarak bu. Üşümekle üşümemek arasındaki dar ve dik yamaçta gezinip durmak. Biraz daha soğuk olursa ya da azıcık rüzgâr eserse işler kötüye gidebilir ama korkup kalın giyinirsen de elinde kat kat m

Murda, UZI, Bartofso'dan yeni şarkı

Murda'nın yeni şarkısı bir Hollanda-Türkiye ortak yapımı. Yeni nesil drill'ci Uzi ile Murda ilk kez bir şarkıda bir araya geliyorlar. Onları buluşturan Hollandalı rapçi Bartofso. Parçanın girişinden itibaren uzun sayılabilecek bir süre Dutch rap dinliyoruz ardından Murda ve Uzi giriyor.Murda'nın Hollanda vatandaşı olduğunu, orada büyüdüğünü ve oran

Piyanobisiklet ve diğerleri

Hafta sonu İngiltere'nin kıyı kasabalarını dolaşırken gözüme ilişti. Piyano-bisiklet.İngiltere'de her şeyin bisikleti var. Bunu biliyordum ama piyano-bisiklete şaşırdım yine de.Londra'da araba kullanmak giderek büyük bir eziyete ve mantıksızlığa dönüştü. Şehir merkezine girişte "congestion charge" adı verilen bir çevre vergisi ödeniyor ve bu vergin

Geçen hafta dinlediğim yeni müzikler

Yüzyüzeyken Konuşuruz bu hafta eleştirel bir şarkıyla geliyor. Şarkının adı "Gençliğimi Geri Ver". Yüzyüze'nin biz bireysel dünyaları dile getiren hikâyelerini biliyoruz. Bu sefer farklı bir içerikle geldiler, farklı bir yerden baktılar. Şarkının bir diğer önemli özelliği ise sound'u.Ekibin 2018 tarihli "Akustik Travma" adlı albümü indie sahnesinde

Okyanus kıyısında konuşulan konular

St Ives'dan bildiriyorum bu pazar. İngiltere'nin en batı ucu da diyebiliriz buraya. Cornwall'un, İngiltere'nin en batı noktasında, Atlantik Okyanusu'na doğru bir hançer gibi sokulduğu nokta. Görebildiğim kadarıyla, Atlantik Okyanusu'nun pek de umurunda değil bu sokulma. Çünkü St Ives limanındaki mendirekte oturup açıklara doğru bakınca kapkaranlık

Londra notları: Kovboy çımacı

Her büyük Avrupa şehrinde olduğu gibi Londra'nın da içinden kocaman bir nehir akıyor. Thames'in doğudan batıya doğru yılan gibi kıvrılarak ikiye böldüğü Londra'da su yollarını kullanmak eski bir gelenek.Sömürgeler zamanında dünyanın dört bir yanından şehrin içine kadar girebilen kocaman direklerinden sallanan yelkenlerle clipper'ları, dumanlarıyla

Interpol'ün yeni albümünü dinledim

Interpol'ün Londra'da kaydedilen ve 15 Temmuz'da yayınlanacak yeni albümü "The Other Side of Make-Believe"i solist Paul Banks ve gitarist Daniel Kessler ile birlikte dinledik.2003'te Roskilde'de izlediğimde isimleri posterin en dibinde ufacık puntolarla yazılmış kimsenin bilmediği bir gruptu Interpol. Ama "Untitled"ın ilk notalarını duyduğum andan

Kahve

Sabah erkenden zift gibi simsiyah, üzeri altın köpüklü, dumanı dans eder gibi tüten bir kahve içmezsem kendime gelemiyorum. Bu bir filmden alınmış replik falan değil. Benim gerçeğim."Türk insanı çay içer" diye ezberden yazıp çiziyorlar. Sabah kahve içince Amerikan esintili falan oluyormuşuz. Kahve yabancıymış, çay bizdenmiş. Bunun gibi ezbere kalıp