Kurtuluş Tayanç Çalışır
Şu an Mersin'de cumhuriyet savcısı
Fakat onu asıl özel ve önemli kılan nitelikleri.
Hangi nitelikleri mi
Kurtuluş savcının 5 yüksek lisans, 10 lisans ve 2'de ön lisans olmak üzere 17 üniversite eğitiminin yanı sıra yayınlanmış 46 kitabı var.
Ve bu nedenle adı "Filozof Savcı"ya, "Devrimci Savcı"ya çıkmış
Fikirleri sebebiyle FETÖ'den çok çekmiş
Çalışır'a kafayı takan FETÖ yandaşları olmadık hakaret ve iftiralarla bu yürekli savcının üzerine gelmişler.
Sayısız kez tayin (sürgün) etmişler
3 ay telefonunu dinlemişler.
Ama karşılarında çetin ceviz olduğunu unutmuşlar.
Çalışır, kendisini dinleyen FETÖ mensuplarının hepsinin cezalandırılmalarını sağlamış.
Yazı ve makalelerinde hep toplumun, bireyin ve Türkiye'nin daha demokrat ve çağdaş bir yapıda olması, hukukun üstünlüğünün kayıtsız şartsız her ortamda tesis edilebilmesi için çaba göstermiş.
"Ne yapabilirim" diye sürekli yorduğu kafasında, "Yargı nasıl daha özgür hale gelir", "Nasıl adalet daha adil sağlanabilir" düşünceleri dolaşıp durmuş.
Sonunda, bir "Özgür Yargı Derneği"nin kurulması gerektiği noktasına varmış.
Ve bunun için harekete geçmiş.
Peki, tüm gerekli evrak tamamlanarak yasal işlem başlatılan Özgür Yargı Derneği nedir Ve neden kurulmaya ihtiyaç duyulmuştur
İşte, gelin bütün bunları da "Filozof savcı", Kurtuluş Tayanç Çalışır'ın düşüncelerinden öğrenelim ve bazı kötü örneklerinin yanı sıra böyle nitelikli savcılarımızın varlığıyla da gurur duyalım:
"Özellikle belirtmek isterim ki; bu yalnızca bir dernek değil, aynı zamanda manyetik bir özgürlük akımının, adalet hareketinin ve tam bağımsız bir hukuk biliminin filiz vermesi olacaktır.
Yargının bağımsızlığını ve adaletin felsefesini yaratmaya talibiz. Hukuka ve adalete dair hayallerimiz için yola çıkıyoruz. Bu yolda her şeyden önce yargının bağımsızlığının gerekliliğine inanıyoruz. Yargının bağımsız olmadığı bir yerde en iyi yasaları da yapsanız, bir anlam ifade etmeyeceğini düşünüyoruz. Hedefimiz zor, çünkü biliyoruz ki hukuk, bin yıllardır güçlüler ve egemenler tarafından kendilerine yontulmaya çalışılmış ve onlara hizmet için var kılınmış gibi bir duruma düşürülmüştür. Dünyanın her yerinde bu sosyolojik, siyasal ve psikolojik gerçeklik kısmi farklılıklarla da olsa devam edegelmektedir. Bu bakımdan ortaya koyduğumuz özgür, adil ve eşitlik içinde bir hukuk formu ideali, çok zor bir hedef olarak görünmektedir. Bu zorluğa karşı mücadelede en büyük ilham kaynağımız, içindeki canlılarla birlikte tüm doğaya faydalı olabilecek işler yapabilmek tutkusudur.
Biz, hukukun sadece insanlar için değil; hissedebilen bütün canlılar ve onların içinde yaşadığı tüm doğanın bütünlüklü çıkarları için var olması gerektiğine inanıyoruz.
Mahkeme dosyalarının kağıtlardan oluşmadığını, içinde bir çok insanın ve hissedebilen bir çok canlının yaşamı olduğu bilincinden hareket ediyoruz.
Özgür Yargı Derneği olarak, A,B,C gibi konjonktüre göre değişen planlarımız yok ve olmayacak. Bizim tek bir plan ve gerçekliğimiz var: O da "adalet" olacaktır. Bu anlamda bizler, doğrunun, gerçekliğin ve haklının yanında olmakla birlikte, kötünün ve kötülüklerin de karşısında olacağız. Kısacası adalet halkın nefesidir. Bu nefes de bizim varoluş sebebimiz olduğu gibi, aynı zamanda da tek gerçekliğimizdir. Zira Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi; kurtuluş, gelecek, özgürlük, her şey adaletle olasıdır. Dolayısıyla bu nefesin yılmaz koruyucuları olacağız.
Biz hayalciler değiliz, hayalleri olan insanlarız. Bu nedenle her zaman "gerçekçi ol, imkânsızı iste" mottosundan hareket etme kararlılığında olacağız.