Bir annenin kimlik savaşı

Uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşım çıktı geldi. Çok üzgündü. Yanında kendisi gibi üzgün bir kadın vardı. Oturdular. İkisinin de ağzını bıçak açmıyordu.Bir süre sonra arkadaşım Gazi konuşmaya karar vermiş olmalı ki, "Kardeşim, biz artık Adana'da yaşamıyoruz. Buradaki hayat pahalılığı belimizi büktü, bende köyüme geri döndüm. Orada kiralık bir ev tuttum ve orada yaşıyorum. Bu da üç çocuğumun annesi Romanya vatandaşı Roman Visan. 28 yıl önce evlendik. Üç çocuğum oldu. En büyük oğlum Bayram 26 yaşında. Küçüğü Ufuk 24, en küçük kızım ise Melisa 18 yaşında. Bu benim 28 yıllık karım ama bir türlü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olamadı" diye tamamladı sözlerini.Yeniden söze başlayacaktı ki, bu kez kadın açtı ağzını. Derin bir iç çekti.Sonra başladı derdini anlatmaya.Mehmet bey, eşim Gazi Bey sizden çok bahsetti. Ben de son çare olarak size geldim. Lütfen beni dinleyin ve derdimi tüm dünyaya duyurun.Ben 28 yıl önce Kıbrıs'ta otururken Gazi beyle tanıştık. Taksi şoförlüğü yapıyordu. Ben Romanya'dan gelmiştim. Birbirimize aşık olduk. Kadirli Azaplı köyünde evlendik. Üç çocuğum oldu. Bu vatana iki tane aslan yetiştirdim. Çok şükür askerliklerini yapıp geldiler. Ben evlendiğimiz günden beri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak için çabalıyorum ama bir türlü başaramadım.Ne yaptımsa olmadı, kime gittimse kapılar yüzüme kapandı. Nedendir bilmem ama bana kimlik vermediler. Kimliğim olmayınca ne hastaneden yararlanabildim ne de başka devlet hizmetlerinden. Adam yerine konulmadığım zamanlar çok oldu. Bu vatana iki tane asker verdim ama devlet bana bir kimlik kartını çok gördü. Romanyalı değil de Suriyeli olsam kimlik kartım adresime özel kurye ile gelirdi. Bir insana bu zulüm yapılmamalı. Bu insan haklarına yakındır.Karşımda oturmuş ağlamak için kendini zor tutan bu kadına acıdım gerçekten. Bu kadın bir anneydi her şeyden önce. Üç tane pırıl pırıl genç yetiştirmişti.