Bu seçimin kaybedeni yok ama kazanamayanı var

Uydurma gerekçelerle partisinin kapısına kilit vurulduğu gün, bu hadiseyi "tarihte küçük bir nokta" olarak değerlendiren ve tevekkülle kolları yeniden sıvayan lideri hatırlarız. Erdoğan bugüne kadar 18 defa seçime girdi. 17'sinden zaferle çıktı. Bu defa öyle olmadı. 31 Mart seçiminin bir dönüm noktası olduğuna işaret ederek önemli açıklamalarda bulundu. Tabii yine balkona çıkarak. Ona inanan, bugüne kadar yolu beraber yürüyen kitle de büyük bir olgunluk gösterdi. "Eyvah, yandık, bittik, mahvolduk" havasına girmedi kimse. Biraz can sıkıntısı, biraz moral bozukluğu olacak elbette. Ama daha ileri gitmek hem tarihe, tarihteki önemli noktalara, hem de milletin kararına saygısızlık olur. Seçime şaibe karıştığını, oyların çalındığını iddia etmeyi kimse aklına getirmedi. Hâlbuki evvelce kaybedenlerin çoğunlukla bu yola tevessül ettiğini kaç defa gördük. Yalan olduğunu bile bile öyle çirkin iftiralar atılmıştı. Sandıktan birinci çıkan partinin Genel Başkanı Özgür Bey, seçim sonucuna dair yaptığı konuşmada olgun bir tavır sergiledi. "Bu seçimin kaybedeni yok" ifadesiyle takdir topladı. Doğru. Bir açıdan öyle. Kaybedeni yok ama kazanamayanı var. Bursa gitmiş, Yozgat, Afyon, Kilis, Kırıkkale gitmiş, Eyüp Sultan bile tutulamamış ve gelmesi beklenen başta İstanbul olmak üzere pek çok il ve ilçede istenilen sonuç alınamamış. Oy sayısı ciddi ölçüde azalmış. Bu açık bir başarısızlıktır. AK Parti, ilk defa bir seçimden bu ölçüde kötü bir sonuç aldı. Her olanda hayır olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı, kaybedilen yerlerde sebepleri masaya yatıracaklarını, gerekli müdahalelerde bulunacaklarını söyledi. Kapsamlı bir değerlendirmeye ihtiyaç olduğunu, özeleştiriyi cesaretle yapacaklarını, milletin kararına hürmetsizlik etmeyeceklerini, verilen mesajların değerlendirileceğini, yanlışların düzeltilerek hataların telafi edileceğini açıkladı. Yol belli, hedef belli. Önümüzde seçimsiz dört yıllık bir dönem var. 31 Mart, eğer bir dönüm noktası olacaksa, eser ve hizmet anlayışıyla yola devam edilecek. Bu dönem, yenilenme süreci olacak. Bu sonucun pek çok sebebi olabilir. Herhalde en başta enflasyon, hayat pahalılığı, kestirme ifadeyle "tencere" gelir. En önemli hususlardan biri de seçim öncesi popülist adımlar atmamaktı.