Uzay yolcusu kalmasın

60'lı yılların başında gelişmiş ülkelerin uzay macerası başladı. Zaman içinde yarışa dönüştü. Biz çocukluk ve gençlik dönemlerimizde bir sözün dilimize yerleştiğini, atasözü niteliği kazandığını gördük. "Eller aya, biz yaya!" Bunun yanına başka sözler de eklendi. "Adamlar yapmış abi!" En başta bir kişinin söylediği bu sözler, öyle yaygınlaştı ki milletin diline sakız oldu. Gün geldi, sakızdan fazla müşteri buldu. Çığ gibi üstümüze üstümüze geldi, sağdan soldan. "Eller aya, biz yaya!" diyen kişi, hem eleştiren olmanın hazzını yaşıyor, hem de kıvanıyordu nedense. "Adamlar yapmış abi" bazen "Gâvur yapmış" hâlinde pazara sürüldü. Piyasa müsaitti, çarşı pazar elverişliydi. Epeyce rağbet gördü. Hem bu klişeler, hem bunları kullananlar. Kısa minibüs yolculuğundan, uzun tren yolculuklarına kadar; kahve muhabbetinden, parktaki bankta karşılaşmalara kadar her yerde kulaklarımızda yer buldu. Çok şükür, dilinde yer bulanlardan olmadık. Bu sözleri cebinden kartvizit çıkarıp takdim eder gibi kullananlar, işi daha ileri götürdüler ve "Bizden adam olmaz" demeye kadar vardırdılar. Her köşebaşında karşımıza azgelişmişliğimiz çıkıyordu. "Yok, öyle değil arkadaş" diyemeyişimizin acısını, ancak yaşayan bilir. Sancısını, yüreğinde hisseden bilir. Artık devir değişti. Kısa yoldan aydın oluverenlerin, bir iki cümleyle kendini o konumda görüverenlerin klişeleri artık raflarda tozlanmaya mahkûm. Ürettiklerimizle dünyada savaşın şeklini değiştirdik. Satın almak için sıraya dizilen ülkelerin övgüleri, satın almak istemeyenlerin övgüleriyle yarışıyor. Daha ötesine geçiyoruz bugün. Gecikmeli de olsa artık biz de uzaydayız. Bugün bir kişiyle, yarın çok daha fazlası. Dingildek