İran'dan sonraki hedef neresi

Batılı ülkelerin yıllardır dilden düşürmedikleri fakat son zamanlarda daha sık duyduğumuz klişe bir cümle var: "İsrail, kendini savunma hakkına sahiptir."Yapılan bir açıklama bu klişe ile başlıyorsa, gerisini dinlemeye gerek yok.Konu-şan kişinin -devletini temsil yetkisiyle- esasen şunu demek istediğine peşinen hükmedebiliriz:"İsrail ne yaparsa yapsın eleştirmeyiz, haklı buluruz."BM toplantılarında da böyle oldu, ayaküstü kameralara verilen cevaplarda da.İlk cümle değilse, ilk paragraf içinde kullanıldığını gördük, duyduk.İsrail'in kendini savunma hakkı varmış!Kimin yok kiKendini savunma hakkı bulunmayan bir tane ülke var mı yeryüzündeElbette her ülkenin kendini savunma hakkı vardır.Ama terörizmi, işgali, katliamı, soykırımı tek yöntem olarak gören, bilen ve uygulayan bir organizasyona devlet denemez.Olsa olsa terör örgütüdür.İyi organize olmuştur.Büyük imkânlara sahiptir.Her şartta onu destekleyen güçlü dostları vardır.Hangi imkânlara sahip olursa olsun, ne kadar güçlü dostları bulunursa bulunsun, elindeki kanı kimse gizleyemez.Bu yaptıklarının hesabı mutlaka sorulacaktır.Yanında o çok güvendiği dostlarının da hesaba ortak edilmesi gerekir.Suç ortakları bir manevrayla sıyrılmaya çalışabilirler fakat verilen sınırsız destek göz ardı edilemez.Suç ortaklığı, cezayı da paylaşmayı gerektirir.ABD meclisinde seksen defa alkışlanan Netanyahu, nasıl da gönenmiş ve gövermişti.Gözleri parlıyordu. Yaptıklarından ve konuştuğu yalanlardan daha bir emin olarak ayrıldı o meclisten.Kendisi meclistekileri değil, orada bulunan temsilciler onu alkışlarıyla ikna etmişlerdi.Temsilciler meclisinde Netanyahu'yu ayakta alkışlayanlar, Amerikan halkını temsil ediyor muyduKesinlikle etmiyordu. Sokaktaki insanlar aynı görüşte değil.Alkışlamaktan elleri patladı. Oturmaya fırsat bulamadılar.Sanki orası ABD değil de Kim'in konuştuğu Kuzey Kore meclisiydi.Salona gelmeden önce masalarında "Her cümlesini ayakta alkışlamayanın