Almanya, haddini aşma konusunda şansını denedi

Gezi davasından hiç haberimiz olmasaMesele üç beş tane ağaç mıymış, ağaçların yanında açan boynu bükük birkaç çiçek miymiş yoksa hükümet devirmek miymiş bilmesek.Taksim Meydanı'nda günler boyunca olan bitene dakika dakika şahitliğimizi rafa kaldırsak.O günleri hafızamızdan silsek.Uzaydan dün gelmiş gibi davransak.Yargılama süreci hakkında zırcahil olsak.Bu konuda yazılanları çizilenleri görmemiş, konuşulanlarla ilgili bir cümle bile duymamış olsak.Yok artık diyeceksiniz belki.Fakat bu kadar da değil.Varsaymanın sınırı mı olurElbette devamı var.Kavala'yı tanımasak.Diğer sanıkların adını bile duymasak.Soros denilince aklımıza Saros Körfezi gelse de tashih var sansak.Yabancı kanalların olaylar başlamadan önce, her ne hikmetse, Taksim'e kamp kurmalarını yok saysak.Sadece son bir haftada yaşananları veri olarak ele alsak.YaniGezi davası hakkındaki mahkeme kararı üzerine Almanya'nın tepkisini görsek ve büyükelçimizi çağırıp "şöyle şöyle yapın" deyişlerini göz önünde bulundursak.Kemal Bey'in çıkışını üstüne eklesek.Rahatlıkla diyebiliriz ki karar çok isabetlidir.Almanya kim ki bize diskur çekiyor, aklınca azarlayıp hizaya sokmaya yelteniyorMahkemelerimizin kararına karışma hakkını nereden alıyorlarHangi mantıkla yol tayin ediyorlarKaldı ki bu kararın temyizden dönme ihtimali de var.Onaylanacağı kesin değil.Ya tuzlu bulunur da dönerseBiraz su katılabilir pekâlâ.O zaman Almancıklar memnun mu olacakBiz müdahale ettik de korkuttuk mu diyeceklerYa ters teperseO taktirde zarar vermiş olmazlar mıNe Alman'ın, ne İngiliz'in, ne Fransız'ın haddidir bu konuda lâf söylemek.Hiç kimsenin üstüne vazife değil.Haddini aşana ağzının payı verilir.Nitekim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gereğini yerine getirdi.Ne dedi Çavuşoğlu"Alman Büyükelçisi'ni çağırdık bakanlığımıza, hadlerini bildirdik. Bizim iç işlerimize