Güz döneminin başlangıcı olan eylül ayını doğrusu çok severiz. Yaz aylarının aşırı sıcağından, rehavetinden, tatil havasından çıkışı ifade eder. Aynı zamanda, yeni bir üretim dönemine, yoğun bir gündeme ve zorlu bir kış mevsimine hazırlığın da başlangıcıdır eylül... Ayrıca okulların açılıp öğrencilerin okula ve eğitim hayatına kavuşmaları da, eylüle ayrı bir canlılık kazandırır. Eylül ayı, İzmir ve Ege'de, daha da önemlidir ve anlamlıdır. Ege kırsalında, geleneksel tarım ürünlerinin hasat sevincine, birçok Ege ilinin, ilçesinin kurtuluş günü sevinci ve coşkusu karışır. İzmirliler ve Egeliler, bu dönemde adeta hep birlikte harmandalına kalkarlar!.. Günümüzde zorunlu olarak pek çok ekonomik ve sosyal sorunla boğuşulsa da yine de her türlü olumsuzluğa karşın yaşam sevincinin en güzeli, en anlamlısı, en coşkulusu yaşanır buralarda...
BAĞIMSIZLIK DESTANI1922'nin 30 Ağustos'undan 9 Eylül'üne uzanan günler, ülkemizin ulusal kurtuluş sürecinde çok anlamlı ve önemli bir dönemi ifade eder. Bu tarihi dönem, emperyalizme karşı verilen ulusal kurtuluş mücadelesinin utkuya ulaştığı dönemdir. 9 Eylül İzmir'in kurtuluşu da bu tarihsel dönemin taçlandığı gündür. 9 Eylül 1922, aynı zamanda Cumhuriyetin ilanına ve kuruluşuna uzanacak yeni bir kuruluş döneminin de başlangıcıdır. Günümüzde coşkuyla kutlanan 9 Eylül'ler, işte böylesine anlamlı ve önemli bir yıl dönümüdür. Buna koşut olarak, elbette güzel İzmir'imiz de "kurtuluşun ve kuruluşun simge kenti"dir.
EGE'DE KURTULUŞ GÜNLERİ30 Ağustos'ta Afyon'dan başlayarak sırasıyla Uşak, Kula, Sarıgöl, Alaşehir, Salihli, Turgutlu ve Manisa ile devam eden büyük yürüyüş, aynı zamanda bu kentlerin ve Ege'deki birçok kentin kurtuluşunu da ifade eder. İşgal günlerinde pek çok acıya tanıklık eder Ege kentleri. Acının her türlüsünü gören ve yaşayan dönemin Egelileri, kurtuluşu büyük heyecanla karşılarlar. Kurtuluşun sevicini yaşayan ak sakallı babalar, mor yaşmaklı bacılar halaya dururlar. Acı sevince, hüzün mutluluğa dönüşür. Bunu gören kurtuluşun askerleri, adeta bir kuş olup İzmir'e uçarlar/ akarlar!..
SON YÜRÜYÜŞ7 Eylül 1922 günü, birliklerimiz Turgutlu üzerinden Manisa'ya doğru yürüyüşe geçer. 7 Eylül'de Turgutlu kurtarılır. Artık sıra Manisa'dadır. O günlerde sanki Gediz Irmağı bile daha hızlı akar. Kurtuluş kervanı Gediz boyunca ilerleyerek Manisa'yı da kurtarır. 8 Eylül günü Manisa'da acı, ağıt gözyaşları artık yerini sevinç gözyaşlarına bırakır. Akşam karanlığında Belkahve sırtlarına varan öncüler, ertesi günün sabırsızlığı içinde uzaktan İzmir Körfezi'ni seyrederler... Yanmış yıkılmış da olsa, o gece İzmir daha bir güzeldir... Bu anlamlı zaman dilimi, büyük şairimiz Nâzım Hikmet'in ulusal kurtuluş destanında şu dizelerle ses bulur: "Dörtnala gelip Uzak Asya'dan/ Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan/ bu memleket bizim."
***
Yeni bir gün doğuyor9 Eylül 1922 sabahı gün ağarırken İzmir halkı yeni bir güne hazırlanıyordu. Her sabah Sabuncubeli sırtlarından doğan güneş, bu kez bir başka doğuyordu. Sabuncubeli'nden İzmir'in üzerine düşen güneş ışınları, ulusal kurtuluşu muştuluyordu. Kurtuluş Savaşı destanında şu dizelerle anlatılır İzmir'in kurtuluşu: "Sonra/ 9 Eylül'de İzmir'e girdik/ ve Kayserili bir nefer/ Yanan şehrin kızıltısı içinde gelip/ öfkeden, sevinçten, ümitten ağlaya ağlaya,/ Güneyden Kuzeye,/ Doğudan Batıya/ Türk halkıyla beraber/ Seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz'i"
İZMİR'İN KURTULUŞU8 Eylül gecesi, işgalci askerler ve onlarla birlikte davrananlar, kenti terk etmeye hazırlanıyordu. Onların doldurduğu Yunan savaş gemileri ardı ardına körfezden ayrılıyordu. Yaşanan zaman dilimi, saldırgan, emperyalist, işgalci politikaların sonu olurken, ulusal bağımsızlığı için savaşan halkımız için de yeni bir dönemin başlangıcı oluyordu. İzmir'e ilk giren askerlerin komutanlarından Yüzbaşı Şerafettin Bey Vilayet Konağı'na, Binbaşı Reşat Bey Kadifekale'ye, Yüzbaşı Zeki Bey de Sarıkışla'ya bayrağımızı göndere çekti. Böylece 3 yıl 4 ay süren İzmir'in işgaline son veriliyordu. İzmir'e gelen Başkumandan Gazi Mustafa Kemal, kurtuluşu tüm dünyaya duyuruyor ve ulusa yayınladığı bildiride "Büyük eser senin zaferindir" diyordu.