Bu iktidar döneminde, toplumda geniş kapsamlı mağduriyetler oluştu ve çok sayıda mağdur yaratıldı. Türkiye bir bakıma mağdurlar ülkesi oldu ve adeta "Mağduristan"a dönüştü! Üstelik son yıllarda mağduriyetler ve mağdurlar daha da artıyor.
Yaşanan mağduriyetler o kadar fazla ki hukuktan ekonomiye, eğitimden sağlığa ve siyasetten çalışma hayatına, hemen tüm alanlara yansıyor. Doğrusu bu mağduriyetlerden etkilenenler için "mağdur ordusu" tanımlaması bile yetersiz kalıyor.
EKONOMİ MAĞDURLARIMağduriyetlerde, ekonomi politikalarının olumsuz etkilediği geniş toplumsal kesimler başı çekiyor. Emeğinin karşılığını alamayan emekçiler, yıllarını ve en verimli çağlarını bu ülkeye, topluma hizmetle geçirmiş emekliler, durumlarından oldukça şikâyetçiler.
Hele düzenli bir işe sahip olmayan işsizler, dar gelirli yoksullar, asgari ücretliler, ekonomideki başlıca mağdur kesimleri oluşturuyorlar. Tabii bu kesimlere emeğinin karşılığını alamayan üreticiyi ve oldukça sıkıntılı geniş esnaf kesimini de eklemek gerekiyor.
SOSYAL MAĞDURLARSosyal mağduriyet yaşayan kesimleri düşündüğümüzde, öncelikle aklımıza eğitimli genç işsizler geliyor. Yıllarca süren eğitimlerinin karşılığını alamayanlar, gözlerini ülke dışına çevirmek zorunda kalıyorlar. Bir anlamda varlık içinde yokluğu ve mağduriyeti yaşıyorlar. Ülkelerine ve geleceklerine adeta küsüyorlar!
Yine sosyal mağdurlar arasında çevreye, doğaya ve hayvan haklarına duyarlı yurttaşlarımız da önemli bir kesimi oluşturuyor. Zeytinlikleri, ormanları koruma tartışmasında olduğu gibi, karar vericiler bu kesimlere tümden kulaklarını kapatıyor ve adeta onları yok sayıyor! Şiddet mağduru kadınları ve çocukları, hak ihlaline uğramış yurttaşları da sosyal mağdurlar kapsamında değerlendirmek gerekiyor.
SİYASAL MAĞDURLARGünümüzde siyasal mağduriyet yaşayanların en başında elbette muhalefet var. Başta ana muhalefet CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul'un seçilmiş büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu olmak üzere, cezaevinde tutulan belediye başkanları, meclis üyeleri ve bürokratları; bu kesimin en çarpıcı örnekleri oluyor.
Siyasal mağdurları, görüşlerinidüşüncelerini ifade ettikleri için hapiste tutulan ve baskıya uğrayan aydınlarla, gazetecilerle, gençlerle genişletmek de mümkün. Ayrıca bu dönemde, yalnızca sosyal paylaşımı nedeniyle dava açılan ve soruşturmaya uğrayan yurttaş sayısı hiç de az değil.
İKTİDAR/MUHALEFETGeçmişte sandığı ve "milli irade" kavramını iktidar partileri, özellikle de sağ partiler sahiplenirdi. Şimdi sandığı ve millet iradesini muhalefet sahipleniyor. Biz bu tavrı doğrusu önemsiyoruz. Yıllardır siyasal gelişmeleri izleyen, gözleyen ve yorumlayan bir siyasal gözlemci olarak; ileride gelecek kuşakların, yaşadığımız dönemle ilgili neler yazacağını çok merak ediyoruz. Aslında bu merakı iktidar mensuplarına da öneriyoruz. Onlar da zaman zaman bunu düşünüp kendilerini bir özdeğerlendirmeden ve vicdan muhasebesinden geçirmeliler.