Halk silkeleniyor!

İktidarın muhalif belediyeleri yönetsel açıdan kuşatması ve mali olarak silkelemesinin faturası doğrudan halka çıkıyor. Muhalif belediye başkanlarınca yönetilen kentlerde yaşayanlar, bu silkelemelerden alabildiğine etkileniyorlar. Mali silkelemeden en çok etkilenen kentler de genellikle CHP'nin yerel seçimlerde büyük başarı gösterdiği Ege Bölgesi'nde yoğunlaşıyor. 23 yıldır iktidara hiçbir seçimde geçit vermeyen ve hemen her seçimde muhalefeti, muhalif adayları tercih eden İzmir, bu kentlerin başında geliyor.

İZMİR'İN ÖP VE SU SORUNU

Muhalefetin simge kenti İzmir'de son dönemde yoğun bir çöp ve su sıkıntısı sorunu yaşanıyor. Aslında iki sorunun da kalıcı ve uzun erimli çözümü için, merkezi ve yerel yönetimlerin güçlü bir işbirliği yapması gerekiyor. Ancak muhalif belediyelerin yıpranacağı ve halkın CHP'li belediye başkanlarına eleştirilerini artıracağı beklentisiyle, iktidar çevreleri bu sorunlara yeterli duyarlılığı göstermiyorlar. Oysa, su sıkıntısının giderilmesi için yeni su kaynaklarının bulunması; çöp sorununun giderilmesi için uygun alanlarda yeni çöp bertaraf tesisleri kurulmasının yolu merkezi iktidardan geçiyor.

MUHALİF BAŞKANLAR SIKINTIDA

Siyasi iktidar ve denetimindeki merkezi kurumlar, üstlerine düşen sorumlulukları gereğince yerine getirmiyorlar. Bir yandan bunu yapmazken, diğer yandan adeta "alacağına şahin kesilircesine" belediyelerin kurumsal borçlarının üstüne gidiyorlar. Belediyelerin gelirlerinden büyük kesintiler yapıyorlar. Bu kesintiler belediyelerin mali durumunu ve bütçe dengesini altüst ediyor. Sonuçta muhalif belediyeler çalışanların maaşlarını ödemekte bile zorlanıyorlar. Başkanlar çalışanlarıyla ve onların sendikalarıyla karşı karşıya geliyorlar. Bu durum, bazı yerlerde, iş bırakan belediye çalışanlarıyla o kentlerde yaşayanları da karşı karşıya getiriyor.

BELEDİYE DE KAMU KURUMU

Geçtiğimiz günlerde açıklanan Sayıştay raporları, benzer durumun kamu üniversitelerinde de olduğunu ortaya çıkardı. Onlar da vergi, sigorta primi gibi kamu borcu yükümlülüklerini yerine getirememişlerdi. Ancak iktidarın kontrolündeki bu kuruluşlara uygulanmayan yaptırımlar belediyelere uygulanıyordu. Bu tam anlamıyla bir çifte standarttı. Oysa belediye de bir kamu kurumudur. Halka hizmet götürür. Bu hizmetlerin aksamaması için, belediyelere gereken kolaylık gösterilmeli ve borçlar uzun erimli yapılandırılmalıdır. Belediye gelirlerinden kesintiler, o belediyelerin hizmetini aksatmayacak makul bir düzeyde olmalıdır.

FATURA HALKA IKMASIN

Ana muhalefetin yerel örgütleri, yaşanan kent sorunlarının nedenlerini en etkin ve anlaşılır biçimde halka anlatmalıdır. Bu zor ve zorlu dönemde, kentlerin kanaat önderlerinin, o kentleri temsil eden siyasetçilerin belediye başkanlarının arkasında durması gerekiyor. Başkanların, belediye yönetimlerinin-meclislerinin işi kolaylaştırılmalıdır. Kısacası, fatura halka çıkmamalıdır.

Bu bağlamda, siyasetçilerin belediye yönetimleri ile daha sıkı işbirliği yapması gerektiğini düşünüyoruz. Unutulmamalıdır ki; kentlerin yerel dinamiklerinin, belediye başkanlarına ve yönetimlerine destek vermesi, onları daha etkin hale getirecektir. Kentlerin ve kentlilerin yaşadığı sorunlar, ancak işbirliği ve güçbirliği yapılarak aşılabilir.

***

Muğla buluşmaları

Muğla, havası güzel ve yeşil alanı geniş bir kentimiz. Bu güzel Ege kenti, Ege Bölgesi'nin tüm karakteristik özelliklerini taşıyor. Doğrusu biz de Muğla'yı çok seviyoruz. En çok dikkatimizi çeken de yüksek yapılaşmanın olmayıp Muğla'nın oldukça korunmuş olması. Koruma konusunda gösterdiği titizlik ve duyarlılık için, uzun yıllar görev yapan önceki başkan Osman Gürün'e teşekkür etmek gerekiyor. Son dönemlerde Muğla'nın adı daha çok duyulmaya ve bu güzel kent ilgi çekmeye başladı. Bunda bayrağı bu dönem devralan büyükşehir başkanı Ahmet Aras'ın büyük payı var. Başkan Aras, atak çalışmasıyla ve yoğun gayretleriyle Muğla'nın adını daha çok duyuruyor, kent kimliğini öne çıkarıyor. Muğla, turistik ilçelerinin gölgesinde kalmaktan kurtuluyor.

ZEYTİN BULUŞMASI

Son dönemde Muğla'yı en çok öne çıkaran konuların başında çevre mücadelesi geliyor. Bir anlamda Muğla yöresi, çevre mücadelesinin merkez üssü konumunda. Geçtiğimiz pazar günü kent merkezinde yapılan "Toprağımızı vermiyoruz" mitingi, ülke çapında gündem oldu. Doğayı, toprağı, ağacı, zeytini korumak amacıyla yapılan miting, aynı zamanda büyük bir çevre ve çevreci buluşmasıydı Etkinliğin en önemli yanı, siyasal ve toplumsal muhalefetin hemen tüm bileşenlerini bir araya getirmesiydi. Bu yönüyle de Muğla büyük buluşmaya ev sahipliği yaptı. Mitinge katılıp konuşma yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel başta olmak üzere, partilerin ve demokratik toplum örgütlerinin temsilcileri, Akbelen'deki örnek mücadeleye dikkat çektiler ve destek verdiler. Muğla, bu tarihi buluşmayla, artık çevrecilikle ve çevre mücadelesiyle de özdeşleşti.