Ülkemizde emeğiyle, alın teriyle geçinmek zorunda olan geniş toplumsal kesimler, en zor ve zorlu dönemi yaşıyorlar. Onlar için hayat her geçen gün daha da çekilmez hale geliyor. ünkü gelir düzeyleri düşüyor, alım güçleri azalıyor. Kısacası, emek ve emekçi-emekli sürekli vurgun yiyor!
Emeğin, emekçinin, emeklinin sorunu yalnızca maddi konularla da sınırlı değil. Sosyal yaşamda da emeğin, emekçinin işi oldukça zor. ünkü eğitime, liyakate, dürüstlüğe ve başarıya gerekli değer verilmiyor. Diploma sahtekârlığı örneğinde olduğu gibi her türlü sahtecilik, riyakârlık, kayırmacılık prim yapıyor ve yaygınlaşıyor. Sonuçta giderek düzen karalaşıyor, sistem çürüyor ve çöküyor!
MEMURLAR AYAKTABugünlerde yaklaşık 6.5 milyon memur ve memur emeklisinin maaşlarına yapılacak artış gündemde. Bu kesimi aileleri ile birlikte düşündüğünüzde, konu çok geniş toplumsal kesimleri doğrudan ilgilendiriyor. İktidarın önerdiği sadaka gibi rakamlar, kamu çalışanlarının taleplerinin ve beklentilerinin çok altında kalıyor.
Bu durumda başta KESK ve Birleşik Kamu-İş üyeleri olmak üzere memur sendikalarına bağlı çalışanlar alanlara çıkıyorlar, iş bırakıyorlar. Kısacası, vurgun yiyen emek dünyası ve emekçiler ayağa kalkıyorlar. Farklı biçimlerde tepkilerini ortaya koyuyorlar.
GEİM KAYGISISendikaların ve araştırma kuruluşlarının yaptıkları araştırmalar, emek kesiminin hak kaybını gözler önüne seriyor. Örneğin DİSK'e bağlı Birleşik Metal İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), temmuz ayına ait açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. Dört kişilik bir ailenin yalnızca gıda giderleri için yapması gereken harcama, bir başka tanımla açlık sınırı 25 bin 952 TL oldu.
Aynı araştırmaya göre, gıda harcamasına barınma, ulaşım, sağlık, eğitim gibi diğer zorunlu giderler eklendiğinde ortaya çıkan rakam, bir başka tanımla yoksulluk sınırı 89 bin 768 TL oluyor. Tek başına yaşayan bir kişi için belirtilen yoksulluk sınırı da 42 bin lira.
KARA DÜZEN/BOZUK SİSTEMEmek dünyası ve özellikle de kamuda çalışanlar için bir başka önemli güncel sorun kadro meselesi. ünkü kamuda "kadrolu istihdam" yerine sözleşmeli ve geçici çalışma modelleri yaygınlaşıyor. Bu nedenle kamu idarelerinde güvencesizlik büyüyor. alışma hayatında bir başka sorunlu kesim, sayıları giderek artan zincir market çalışanları. Onlar da binbir türlü sorunla ve kuralsızlıkla mücadele ediyorlar.
Görüldüğü gibi çalışma hayatımız adeta tel tel dökülüyor. Başta kamu çalışanları olmak üzere emekçiler, emekliler, asgari ücretliler, emeğiyle geçinmek zorunda olanlar, her geçen gün hak kaybına uğruyorlar. Bakanlık verilerine göre, 12 milyona yakın yurttaş aşırı yoksulluğun pençesinde kıvranıyor. Kısacası düzen karalaşıyor, bozuk sistem çöküyor.
ÜRÜME VE ÖZÜLME