Vicdanlarımız bu kadar çürümüş olabilir mi

Son dönemde vicdanlarımızı yaralayan, yüzümüzü kızartan öylesine utandırıcı olaylara tanıklık ediyoruz ki, halimizi anlatmada kelimeler bile kifayetsiz kalıyor.

19 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na karşı düzenlenen siyaset mühendisliği operasyonu kapsamında tutuklanan ve lenfoma şüphesiyle ameliyat olduktan sonra anjiyo operasyonu geçiren Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık'la ilgili bir gazetenin "Turp gibi" manşetini görünce içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim.

İnsanlığa karşı böylesine kin ve nefret besleyen, kendisini hiçbir insani ve İslami değerle bağlı hissetmeyen bir zihniyetle aynı dünyayı paylaşmak gerçekten insana acı veriyor.

Kelimeler adeta boğazımda düğümleniyor ve bir Müslüman olarak çaresizce utancımı içime gömüyorum…

Neyse ki büyük şairimiz Mehmet Akif'in dizeleriyle teselli bulmaya çalışıyorum.

/Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...

Âlem aldatmaksa maksat, aldanan yok, nâfile!

Kaç hakîkî Müslüman gördümse, hep makberdedir;

Müslümanlık, bilmem amma, galiba göklerdedir!/

Hiçbir ideolojik bagaja sığınmadan açık yüreklilikle bir gerçeğin altını çizelim. Devleti yöneten bakanlar, bürokratlar, belediye başkanları herhangi bir yolsuzluğa usulsüzlüğe karışmış olabilirler. Kimse layüsel değildir ve herkes hukuk çerçevesinde yargılanabilir, buna kimsenin itirazı olamaz.

Ancak bu süreç, yargının üzerine ağır siyaset gölgesi düşürülerek, adalete olan güveni sarsacak bir siyasi operasyona dönüştürülürse, sonunda hukuk da ülke de kaybeder.

Ayrıca tutukluluğun cezaya dönüşmesi, hukuk devleti açısından kabulü mümkün olmayan bir durumdur. Hele de ağır hastalık riski altında olan birisini cezaevinde tutmak maşeri vicdanın kabul edebileceği bir durum değildir.

Maalesef bu belediye operasyonları AK Parti'yi de ekonomiyi de ve topyekûn Türkiye'yi de akıbeti belli olmayan bir sona doğru sürüklüyor. Toplumun hemen bütün kesimleri artık anladı ki bu operasyonların bir tek hedefi var, Ekrem İmamoğlu'nu tasfiye etmek… Ama operasyonlar öyle bir hal aldı ki İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarının karısı, kızı, çocukları, kayınpederi, akrabaları kim varsa hepsinin evlerine baskınlar yapılıyor, bir bölümü de gözaltına alınıp tutuklanıyor.

Bu yapılanların hiçbir insani ve ahlaki izahı yapılamaz. Belediye başkanı suçluysa kanıtlarını, belgelerini ortaya koyar yargılarsınız. Çoluk çocuğuna, yakınlarına eziyet etmek de nedir Allah aşkına… Ne yazık ki bütün bunlar, toplumda dindarlara olan güveni yerle bir eden ve rövanşizm duygusunu güçlendiren çok tehlikeli gelişmeler.

Ayrıca süreç bu haliyle devam ederse, kimse bunun bir yolsuzluk operasyonu olduğuna asla inanmayacaktır.

Düşünün ki operasyonların bel kemiğini itirafçı bir iş adamı oluşturuyor. CHP lideri Özgür Özel'in de söylediği gibi "Bu Aziz İhsan Aktaş denen adamın Türkiye'de çalışmadığı yer, girip çıkmadığı bir delik yok. Bu kişi toplam 388 ihale almış, 300'ünü AK Parti'den almış, 88'ini CHP'den."