Topunuz bir İspanya Başbakanı kadar olamadınız...

Gazze'deki soykırım karşısında, Müslüman dünyanın sergilediği utanç halini görünce kahrolmamak mümkün değil.

Hele de İspanya Başbakanı Sanchez'in Gazze konusundaki insani duruşunu görünce, Müslümanlar adına bir ez daha kahroluyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde "Tarih, Gazze'ye karşı duyarsız kalanları yargılayacaktır" diyerek hem Avrupa'ya hem de uluslararası topluma sert bir mesajlar gönderen Sanchez, bir ileri adım daha attı ve dedi ki: "Rusya Ukrayna yüzünden Dünya Kupası'ndan dışlandıysa, İsrail de dışlanmalı. İsrail sahadaysa İspanya Dünya Kupası'nda olmayacak."

İşte bunun adına 'insanlık duruşu' denir. Peki Müslüman ülke liderleri ne yapıyor dersiniz… Haydi yüreğiniz varsa ve Gazze konusunda samimi iseniz, bütün İslam ülkeleri Dünya Kupası'ndan çekilin…

Bizimkilerin sergilediği manzara ise şöyle… İslam dünyası liderlerinin geniş katılımıyla Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nden soykırıma karşı 'kınama' mesajı hazırlandığı saatlerde İsrail, Gazze'yi topyekun imha için tam kapsamlı kara harekatı başlattı. ABD Başkanı Trump'ın onayını alan Netanyahu'nun emriyle yoğun bombardıman eşliğinde tanklar şehir merkezine girerken Müslüman ülkelerin liderleri, en iyi bildikleri hamasi nutuklarla kendi halklarına numara yapmaya devam ediyorlardı.

Şu hale bakar mısınız, ellinin üzerindeki İslam ülkesinin liderleri uluslararası anlamda hiçbir diplomatik, ekonomik ve siyasi güç kullanamadıkları gibi doğru dürüst bir kınama metnini bile yazmaktan aciz durumdalar.

Eminim her biri memleketlerine gittiklerinde, kendi halklarına bol bol Gazze üzerinden cihadın faziletlerini, konuşmalarına biraz gözyaşı katarak Mescidi Aksa'nın "Miraç rotası" olduğunu anlatarak 'ümmetin lideri' olma hayali kurmaktadırlar.

Ancak gerçek şu ki 'ümmet masalları' anlatarak İsrail'in katliamlarını durdurmak ne yazık ki mümkün olmuyor.

Eğer İslam ülkelerinin liderleri, siyasi şovlarını bir tarafa bırakarak Gazze'de Natanyahu tarafından katledilen, açlık yüzünden ölümü bekleyen çocukların acısını gerçekten yüreklerinde hissediyorlarsa, çok emin değilim ama varsayalım ki hissediyorlar, o zaman Sumud filosundaki vicdanlı insanları örnek alarak somut bir adım atsınlar.

Onlar kadar cesur ve vicdanlı olmadıklarını biliyoruz ama bari en iyi bildikleri işi yapsınlar. Biliyoruz ki Trump, Suudi Arabistan Veliaht'ı Muhammed bin Selman'ın, BAE lideri Sultan Âl-i Nahyan'ın, Mısır'ın darbeci lideri Sisi'nin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kadim dostu. Neredeyse bütün konuşmalarında Trump'ın ne kadar büyük bir dost ve müttefik olduğunu anlata anlata bitiremiyorlar.
İşte tarihi bir görev bu liderleri bekliyor, eğer yüreğiniz yetiyorsa ister tek tek isterse topluca dostunuz Trump'a gidip, en sert sözlerle bebekleri katleden Netanyahu'yu durdurmasını isteyin, dostluk böyle günde belli olur…

Bu vesileyle Müslüman ülke liderlerine, Kral Falsal'ın İsrail karşısındaki duruşunu hatırlatmakta yarar var. Bilindiği gibi 1973'te Mısır, Suriye kuvvetlerinin önce İsrail'i yenip, sonra büyük bir mağlubiyet yaşamalarının ardından Suud Kralı Faysal, bu mağlubiyete fazlasıyla öfkelenmiş ve tüm dünyayı krize sokacak bir karar alarak petrol sevkiyatını durdurmuştu.