Türkiye temel problemlerinin çözümü konusunda bir türlü mesafe alamayan ve hep başladığı yere geri dönen bir ülke. Malum, son günlerde bir mesafe alamayacağımızı bile bile yeniden 'çözüm süreci'ni tartışıyoruz. Mevcut halimizi anlayabilmek açısından bugün siyasi bir fotoğraf sunmak istiyorum.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu istikamet sahibi, siyasette ilkeleri olan düzgün bir insandı. Politik tavrını beğenmeyebilirsiniz, fikirlerine karşı mesafeli de durabilirsiniz ama siyasi üslubundaki beyefendiliğini her zaman taktirle karşılarsınız, işte Muhsin Bey böyle bir insandı.
Şimdi BBP'nin öyle bir başkanı var ki Muhsin Bey'le mukayese etmek bile eminim vicdanları rahatsız edecektir. Açıkçası ben, kendime saygı gereği bu zatın adını telaffuz etmekten yana değilim. Geçmişte yayın yönetmenliği yaptığım gazetelerde, Fetullah'ın etrafında pervane gibi dolaşan bu zatla karşılaşmamayı tercih ediyordum.
Eğer AK Parti'nin şefkatli kolları olmasaydı, bu zat bugün nerede olurdu bilemem ama iktidarın gücünü arkasına alarak herkese parmak sallayan bir konumda kesinlikle olamazdı. Şanslı ama aynı zamanda işini bilen birisiymiş ki en kısa yoldan AK Parti'ye sığındı ve bütün Fetullah kirlerinden arınarak tertemiz oldu!
Toplumun vicdanında ne kadar aklandığı meçhul ama AK Parti nezdinde kesinlikle aklandı
İşte bu temiz zat, şimdi kendine daha büyük misyonlar yüklemiş olmalı ki farklı görüş ve kimlikteki kesimlere, farklı inançta olanlara parmak sallamaya ve ayar vermeye devam ediyor. Kim bilir belki de AK Parti iktidarı, ona böyle bir görev vermiştir.
En son sergilediği küçük kahramanlığa bakılırsa, galiba iktidar bu zata özel bir görev daha vermiş.
Bilindiği gibi iktidar önce "İsrail'in hedefinde biz varız, İsrail tehlikesi ülkemize yaklaşıyor" diye topluma korku salmış, sonra da arka kapıdan dolaşarak Savunma Sanayii için kredi kartlarına yeni vergi icat etmişti.
Aslında bu durum hiç yabancısı olduğumuz bir durum değildi. Her seçimde "Ezan-bayrak-vatan" hamasetiyle insanların duygularını oya tahvil eden bir iktidarın, Netanyahu korkusuyla vergi toplaması son derece doğal bir durum
Ama sonunda millet galip geldi, gözle kaş arasında icat edilen "Deli-Dumrul vergisi"yle ilgili teklif komisyondan geri çekildi.
Peki şimdi neden böyle bir gelişme oldu dersiniz
İki ihtimal var, ya kapımıza dayanan İsrail tehlikesi sınırlarımızdan geri döndü, ya da milletten korkan iktidar tornistan yapmak zorunda kaldı. Her ikisi de kabulümüzdür, sonuç hayırlı olmuştur
Ama en hayırlı olanı, "Deli-Dumrul vergisi"ne itiraz eden hainleri(!) susturmak üzere cihat için yollara düşerek milleti tehdit eden Fetullah'ın eski sevdalısı zatın ortada tek başına kalakalmasıdır. Hatırlayalım, kredi kartı vergisine itiraz edenleri şöyle suçlamıştı bu zat: "Bunlar Türkiye ile Yunanistan karşı karşıya geldiğinde Yunanistan'ı, Batı'yı, Ermenistan'ı savunurlar."
Yunanlıları, Ermenileri adeta 'kötülük simgesi' olarak tanımlayan böyle bir siyasi zihniyet olabilir mi
Demek ki oluyormuş ama kim ne derse desin, hezeyan halinde söylenen bu sözler, kelimenin tam anlamıyla ırkçı bir zihniyetin tezahürü olabilir ancak.