Neşet Ertaş'la kalpten kalbe yol vardır

Yıllar önce Ankara'da bir arkadaşımın evinde 10-15 kişilik dost meclisinde yüreğine dağları-denizleri sığdıran, ayrılığı, ölümü ve aşkı ezgileriyle birleştiren Bozkırın tezenesi Neşet Ertaş'ı dinleme mutluluğunu yaşamıştım.Şimdi geriye dönüp baktığımda, büyük ustanın o gece söylediği "Ah Yalan Dünya", "Gönül Dağı", "Kendim Ettim Kendim Buldum", "Haydar Haydar", "Zahidem", "Kesik Çayır", "Dertli Yoldaş", "Tatlı Dile Güler Yüze" türkülerinin hala kulaklarımda çınladığını hissediyorum.Müziği ve sözü birbirine tercih etmek elbette mümkün değil. Aşkın, acının, yakarışların bu kadar az sözle kalbe adeta nakşedilmesi karşısında hayranlık duymamak mümkün değil. if(!googleAdm.includes('1659295543843')){ googleAdm.push('1659295543843'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryazidesktop_yazaryazi_icerikici_sc', 640, 300, 336, 280, 300, 250, 'div-gpt-ad-1659295543843-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659295543843-0'); }); Anlıyorum ki hayatı, sevdayı ezgiyle harmanlayarak deruni bir kavrayışla ruhumuzun tellerine dokunan türküler söyleyebilmek birikimden öte, bir yürek ve gönül işi olabilir ancakCanlıların görünüşüne değil, içindeki öze değer veren Abdal'lık geleneğinin son temsilcisi olarak kabul edilen Neşet Ertaş, herkesi kucaklayıcı karakteriyle bu ünvanın hakkını vermiş bir sanatçıdır.Neşet Ertaş aynı zamanda Bektaşilik öğretisinin örneklerini deyişlerine yansıtarak Keremlerden, Mecnunlardan, Karacaoğlanlardan, Kamberlerden, Pir Sultanlardan beslenen kadim aşk geleneğinin temsilcisidir. if(!googleAdm.includes('1659295583181')){ googleAdm.push('1659295583181'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryazidesktop_yaziyazar_icerikici_sc', 300, 250, 640, 300, 336, 280, 'div-gpt-ad-1659295583181-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659295583181-0'); }); Bu toprakların kültürel köklerinden beslenen büyük bir sanatçıdır ve son derece mütevazidir. Hiçbir zaman gözü yükseklerde olmamış, ünvanlara itibar etmemiş ve her zaman gönüllerde kalmayı tercih etmiştir.Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine teklif edilen "Devlet Sanatçısı" unvanını reddeden sanatçı, bir röportajında "Ne demek devlet sanatçılığı Hepimiz bu devletin vatandaşı, bu memleketin sanatçısıyız. Ayrıca bir 'devlet sanatçısı' ne demek Ben burada bir 'ayrım gördüğüm için kabul etmedim" sözlerini kullanmıştı. if(!googleAdm.includes('1659296099883')){ googleAdm.push('1659296099883'); googletag.cmd.push(function() { googletag.defineSlot('105383585desktop_yazaryaziYazar_yazi_icerikici_03_SC', 336, 280, 640, 300, 300, 250, 'div-gpt-ad-1659296099883-0').addService(googletag.pubads()); googletag.pubads().enableSingleRequest(); googletag.enableServices(); }); } googletag.cmd.push(function() { googletag.display('div-gpt-ad-1659296099883-0'); }); Bilindiği gibi Neşet Ertaş, bizzat kendi türkülerinde olduğu gibi "Bana öldü demeyin, yoruldu gitti deyin" demişti. O büyük usta, bu dünyadan yoruldu gitti belki ama "Gönül dağı" hala yüreklerimizde çalmaya devam ediyor. O, Anadolu kültürüne, türkülere ve bozlaklara can veren isimdi.Aşık ve Abdal geleneğinin son halkasıydı, bu toprağın acılarını, hüzünlerini, sevinçlerini söyledi hep. Ve evrensel bir gönül insanıydı, dahası tek başına bir orkestraydı.İnanıyorum ki "Gönül Dağı"nı dinlerken, bir taraftan da sessizce sözlerini mırıldanmak insana ayrı bir duygu zenginliği katacaktır. if(!googleAdm.includes('1659296474306')){ googleAdm.push('1659296474306');