Bu ülkede hukukun, demokrasinin göz göre göre yok edilişinden o kadar yorulduk ki içimizde geleceğe ilişkin en küçük bir umut ışığı bile yakamıyoruz.
19 Mart 2025 sabahı yaşananlar, nasıl nefes almakta zorlandığımız bir Türkiye yarattığımızı çok acı bir şekilde gösterdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 100'ü aşkın ismin gözaltına alınmasının hukuken izah etmenin mümkün olmadığını, bunun bir darbe girişimi olduğunu, diploma iptal etme skandalının kabile devletlerinde bile görülmesinin mümkün olmadığını söylüyoruz.
Ama bütün bunlar, bizim zihnimizde kurduğumuz iyi niyet hayallerinden başka bir şey değil. Çünkü bu topraklarda ve bütün İslam coğrafyasında yaşanan örneklere baktığımızda, bir 'hukuk devleti'nin ve demokrasinin hayat bulabilmesinin imkansız olduğunu rahatlıkla görebiliriz.
Birkaç ay önce çıkan "Müslüman Sokağında Demokrasi Hayal mi" isimli araştırma kitabımda, her şeye rağmen bir hayale tutunmaya çalışmıştım. Eğer Müslüman zihni bir aydınlanma yaşayabilirse, Müslümanların hakim olduğu topraklarda da insan hakları temeline dayalı bir hukuk sisteminin inşa edilebileceği umudunu taşıyordum.
Şimdi amasız-fakatsız ifade etmem gerekiyor ki bu coğrafyalarda artık adaletin hayalini kurmak bile mümkün değildir.
Halihazırdaki Müslüman ülkelerin hukuktan, özgürlüklerden, insan haklarından mahrum olduğunu biliyoruz. Ağır aksak da olsa 70-80 yıllık bir demokrasi tecrübesine sahip olan Türkiye hep bir umuttu. Ama ne yazık ki Türkiye, son uygulamalarla hukukun kayıtsız şartsız iktidarın denetimine girdiği kabus dolu günlere gelmiş bulunuyor.
Yıllardır "Hz. Ömer adaleti"nden söz edip kendilerine özel bir dindarlık alanı oluşturanların, din üzerinden adaletsizlik ürettiklerini görmek gerçekten insana acı veriyor. Rıza Tevfik'in dizelerinde olduğu gibi "Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz." Adaletten kastettikleri Kur'an'ın ve Sünnetin önerdiği değil, dini ideolojiye indirgeyen zihniyetin icat ettiği zehirli bir adalet anlaşıymış meğer
İşte bu yüzden hukukun yok sayıldığı, adaletin kaybettiği her olaydan sonra, özellikle merdiven altı İslamcılar adeta sevinç gösterileri yapıyorlar.
Dünyanın hiçbir makul ülkesinde, adaletin kaybetmesine sevinen akıl nimetine sahip bir Allah'ın kulunu mümkün değildir. Ama bizim ülkemizde mebzul miktarda var Mesela AK Partili vekiller, İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesini alkışlayarak sevinçle karşılamışlar. Muhtemelen bazılarımız bu durumu abes bulmuş olabilirler ama bence kendilerine yakışanı yapmışlar. Aslında AK Partili vekiller, bugünlerde çok özendikleri o 'tek parti' döneminin genlerinden devraldıkları jakoben mirasa sahip çıkıyorlar, o kadar
Hiç lafı dolandırmaya gerek yok, biz artık özgürlük ufku kapalı Ortadoğu ülkelerine, o çok sevdiğimiz otokrat Türk Cumhuriyetlerine, her sabah erken kalkanın darbe yaptığı Afrika'nın kabile devletlerine doğru ilerliyoruz.