Millet İttifakı sanki iktidar listesi hazırlamış

Her seçim öncesi genellikle partilerin milletvekili listeleri, bir bakıma iktidar provası niteliği taşır. Kuşkusuz bu matematiksel bir kesinlik taşımıyor elbette, ama listelerdeki denge ve ortaya çıkan hava aynı zamanda iktidar için de bir ipucu vermektedir.Halen hakim olan sistem, ittifakları zorunlu kıldığı için doğal olarak farklı kimlik ve hedeflere sahip partileri bir uzlaşma zemininde buluşturuyor. Şu anda Türkiye 14 Mayıs seçimlerine Millet İttifakı, Cumhur İttifakı, Emek ve Özgürlük İttifakı, Ata İttifakı gibi ittifaklarla gidiyor.İttifakların birtakım zorlukları olmakla birlikte, aslında demokrasinin özünü oluşturan 'uzlaşı kültürü'nün içselleştirilmesi açısından bakıldığında pozitif sonuçlar üreteceği muhakkak.İttifakın mucidi AK Parti ve MHP olduğu gerçeğinden hareketle söylemek gerekirse, esas itibariyle en avantajlı durumda olması gereken Cumhur İttifakıdır. Bir kere seçime bir yıl kala yeni seçim yasası hazırlayarak oyunun kurallarını kendi çıkarlarına göre değiştiren Cumhur İttifakıdır.Ancak gelinen noktadan bakıldığında, bu hileli kural değiştirmenin Cumhur İttifakı'na çok da yaramayacağı anlaşılıyor. Listelerin hazırlanması aşamasında bu ittifak içinde ne tür pazarlıklar yaşandığını bilemiyoruz ama, sonuçta MHP ittifak şemsiyesi altında olmakla birlikte kendi logosuyla seçime giriyor. Bu durumda, anketlere göre kan kaybeden MHP'nin eğer bu sonuçlar anketlerde ortaya çıkan şekliyle sandığa yansırsa daha az sayıda milletvekili çıkarmasıyla sonuçlanabilir. Oysa seçim yasası, Millet İttifakı'nın vekil sayısını azaltmak amacıyla çıkarılmıştı. Ancak anlaşılan o ki ince matematiksel hesaplarla yasası tuzağı Cumhur İttifakı'nın aleyhine işleyecek gibi görünüyor.Listelere baktığımızda gördüğümüz manzara şudur; AK Parti aday tespitini 'kaybetme' ihtimalini dikkate alarak yapmış. Zira cumhurbaşkanlığının kaybedilmesi durumunda, parlamentoya girecek milletvekillerinin sadakati çok büyük bir önem taşıyor.Muhtemelen MHP'nin AK Parti listelerinden seçime girmemesinin temelinde de bu 'güven' gerekçesi etkili olmuş olabilir. Eğer AK Parti isteseydi MHP'ye listelerde cömert davranıp ayrılığa izin vermeyebilirdi.Seçim yasasına güle oynaya birlikte hazırlayıp, sonra da ayrı şarkılar söylemenin pek mantıklı bir izahı yok.Cumhur İttifakı'nda bunlar yaşanırken, Millet İttifakı'nın sergilediği güçlü birliktelik görüntüsü ve özellikle de liste performansı bir bakıma iktidarın ayak seslerine işaret eder nitelikte.Doğrusu hakkını teslim etmek lazım, Kemal Kılıçdaroğlu ittifakın ilk gününden bu yana doğru bir strateji uyguluyor. Listeler bu stratejinin en önemli göstergesi. CHP listelerinde DEVA, GELECET, Saadet ve Demokrat Parti'ye hatırı sayılır sayıda yer verilmesine CHP'nin içinden itirazlar olabilir, bu da doğaldır. Ama unutmayalım ki bu normal bir seçim değil. Dolayısıyla zaman, üçe-beşe bakma zamanı değil, Millet İttifakı'nın bir tek temel hedefi var, o da sandıkta değişimin sağlanması İşte Kılıçdaroğlu'nun öncelikli hedefi de bu değişimi hayata geçirmekMeseleye bu açıdan bakıldığında, Millet