Kültürel çölleşmeye direnen küçük kültür adacıkları

Türkiye son yıllardaki ahlaki çürüme ve yozlaşmaya paralel olarak derin bir kültürel çölleşme yaşıyor. Edebiyat tarihimiz açısından baktığımızda, '90'lı yılların ortalarına kadar hemen bütün dönemlerde canlı bir sanat-edebiyat ortamının olduğunu söylemek mümkün.

Bugünden geriye doğru dönüp baktığımızda Divan Edebiyatı'nın zirvesinde yer alan büyük şairlerimizin olduğunu, Tanzimat döneminde önemli şairlerin romancıların yetiştiğini, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından '80'li yıllara kadar usta şairlerin, romancıların, hikayecilerin, müzisyenlerin, ressamların zengin bir sanat-edebiyat ortamı yarattığını rahatlıkla görebiliriz.

Herhalde bugün otursak, farklı dönemlere ait onlarca şairin, romancının, hikayecinin adını bir çırpıda söyleyebiliriz. Yine aynı şekilde şairler, edebiyatçılar için bir bakıma beslenme iklimi oluşturan pek çok edebiyat dergisinin adını da sayabiliriz.

Ne yazık ki bugün, böylesine bir kültürel iklimden mahrumuz. Edebiyat açısından adeta bir mektep niteliği taşıyan edebiyat dergilerimiz yok artık... Evet tek tük de olsa bazı edebiyat dergileri var ama bir sanat-edebiyat ortamı oluşturacak nitelikte değiller.

Çünkü artık şiiri, hikayeyi, romanı, müziği değil, siyaseti konuşuyoruz. Daha da vahimi, şairlerimizi, edebiyatçılarımızı ideolojik mahallelere göre tanımlıyoruz.

Oysa toplumları, şehirleri zenginleştiren sanatçılar, edebiyatçılar ve de kültür insanlarıdır. Bir medeniyet tasavvuruyla baktığımızda, kültürün her çağın ruhuna, toplumların sosyolojik yapılarına, coğrafi özelliklere göre değişen son derece dinamik bir karakter arz ettiğini görürüz. Ama aynı zamanda dünyadaki ekonomik ve siyasi gelişmeler, bilimsel ve teknolojik devrimler toplumların kültürel hayatını derinden etkilemektedir.

Unutmamak gerekiyor ki değişimin etkisine direnen ve kendini yenileyemeyen kültürler kaçınılmaz olarak kısırlaşacak ve giderek kendi içinde yasaklar üretmeye başlayacaktır.

Bu zaviyeden bakıldığında geçmişte büyük medeniyetler kurmuş, parlak kültürel iklimler yaratmış İslam toplumları dünyadaki değişim dalgasını ıskaladıkları için, bugün maalesef kelimenin tam anlamıyla bir çölleşme yaşamaktadırlar.

Ancak her şeye rağmen, umutsuz olmamakta yarar var. Zira bugün de hala şehirlerimizde kültürel çölleşmeye direnen küçük kültür adacıkları var ve onlar sanatsal ve kültürel anlamda önemli işler yapıyorlar.

İşte bu kültür adacıklarından birisi de Zeytinburnu Belediyesi Kendisi de bir kültür insanı olan belediye başkanı Ömer Arısoy, edebiyatımızın, kültürümüzün önemli isimleriyle ilgili kapsamlı kitapların hazırlanmasında öncülük eden bir isim.

Şu günlerde Zeytinburnu Belediyesi'nin kültür yayınları arasında çıkan, edebiyatımızın halis ve asil ismi "Abdülhak Şinasi Hisar Kitabı"nı okuyorum. Kitapta, sanat edebiyat dünyamızın önemli isimlerinin değerlendirmeleri var. Pek çok yazar, farklı pencerelerden bakarak Abdülhak Şinasi Hisar'ın zengin kültürel dünyasını ve eserlerini bugüne taşıyorlar.

Kitapta otuza yakın yazarın yazısı var. Kitap farklı yazılardan oluştuğu için, karışık bir okuya yolunu seçtim ve şu ana kadar Abdullah Uçman'ın, Necmettin Turinay'ın, Metin Celal'in, Ömer Erdem