Ekonomi uçuyor ama emeklilerin haberi yok

Türkiye özellikle 2018'den bu yana uygulanan irrasyonel ekonomik politikalar yüzünden, tarihinde görülmemiş bir ekonomik kriz yaşıyor.

O günden bu yana cumhurbaşkanından bakanlara ve AK Parti'nin en yetkili ağızları sistematik bir şekilde, bir sonraki yılı işaret ederek "Ekonomimiz uçuşa geçiyor, Avrupa'da raflar boş ama Almanya bizi kıskanıyor" hikayeleri anlatmaya devam ediyorlar.

Ama ne hikmetse gelişmiş dünyada işler tıkırında giderken, biz her geçen gün istikrarlı bir şekilde fukaralık liginde bir alt basamağa inmeye devam ediyoruz. Alt gelir gruplarının ekonomiden aldıkları pay küçülüyor, emeklilerimize 'açlık sınırı'nda bile maaş veremiyoruz.

Maalesef AK Parti iktidarı, özellikle son beş yılda "faiz sebep, enflasyon sonuç" olarak tarif ettiği fantastik hayallerle bizzat kendi iktidarının ilk on yılında uyguladığı rasyonel ekonomiyi terk etmiş ve sadece seçim kazanmaya endeksli bir popülist siyasete savrulmuştur. İşte şimdi bu savrulmanın dayanılmaz sonuçlarını yaşıyoruz.

Geç de olsa Mehmet Şimşek'le rasyonel politikalara dönüş elbette pozitif bir başlangıç ama bu 'dar koridor'dan çıkış hiç de kolay olmayacak. Zira bu ülkenin, pastayı büyütmeden sadece popülizmin yalancı baharıyla kitlelere sunulan nimetleri karşılayacak ne bir kaynak var ne de umut

Hatırlayalım 2023 Mayıs seçimleri öncesinde emeklilerin gönlüne girebilmek için mevcut emeklilerin üzerine, hiçbir plan ve program yapılmadan 2.5 milyon EYT'li ilave edilerek emeklilik sistemi altından kalkılması zor bir durumla karşı karşıya bırakılmış oldu. Evet popülizm seçim kazandırdı ama emekliler şimdi en azından 'açlık sınırı'nda bir maaş bekliyor.

Ancak koma hali yaşayan ekonominin, emeklilerin taleplerini karşılayacak takati de kaynağı da yok. Nitekim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yine bir seçim arafesinde, "Emekli maaşlarına 7 bin TL eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin TL eklemek demek 1,9 trilyon liralık kaynağı buraya aktarmaktır. "Çalışalım, üretelim, sermaye biriktirelim, sonra bölüşelim" diyerek emeklilere verecek paramızın olmadığını çok net bir şekilde ifade etti.

Oysa bildiğimiz Erdoğan, tam da seçime giderken emeklileri üzecek böyle bir yolu asla tercih etmez ama artık popülizm karın doyurmuyor, çünkü deniz bitti

Kuşkusuz Türkiye'nin bugün itibariyle acı reçetelerle bile içinden çıkılamaz bir noktaya gelmesinin sorumlusu bu iktidardır. Aslında fantastik ekonomi politikalarıyla, sadece seçim kazanmaya endeksli popülist uygulamalarla memleketin böyle bir karanlık tünele gireceğini bu ülkede yaşayan herkes biliyordu. Ve tabii ki Cumhurbaşkanı Erdoğan da biliyordu ama seçim kazanma meselesini asla göz ardı edemezdi.

İşte yıllardır tanıdıkları Erdoğan'ın "önce kazanalım, sonra bölüşelim"