Delilik sınırında dolaşan bir dahi Billy Evans...

Bugün cazın zirve isimlerinden birisi olan (bana göre büyük bir dahi o) Bill Evans'tan söz edeceğiz. 1929'daki Büyük Buhran'a gözlerini açan Billy Evans, tüm zamanların en büyük caz piyanistlerinden biridir. Louisiana Üniversitesi'nde klasik eğitim alan Evans, ABD'li caz piyanisti, besteci, aranjör ve kuramcı George Russell ile de müzik teorisi çalışmıştır.Çok nadiren de olsa ağrı kesiciye şiddetle ihtiyaç duyduğum ve tavanlara bakmaktan yorulduğum bunalımlı zamanlarımda, Evans'ın zirvelerin yalnızlığında çaldığı piyanosu gecelerimin ilacı oldu hep.Doğrusu neden Billy Evans'tan bu kadar etkilendiğimi çok somut verilerle ifade edemiyorum. Ama ilk kez "Everybody Digs Bill Evans"ı dinlediğimde kendi kendime "İşte bu" diye mırıldanmıştım. Bu şarkıdaki her dize eminim herkesin yüreğine bir başka dokunacaktır.Her şey benimle başlar ve benimle biterYüzünü her türlü ışıkta görmek istiyorumAltın tarlalarında ve gecenin ormanlarındaVe durduğundaBir pastadaki mumlardan önceAh, duyan ben olayımYaptığın sessiz dilekGözlerinin derinliklerinde bekleyen o yarınlarBilly Evans'ın eserlerinde uzun bir yolculuğa çıktığımda "Bu adam ya deli ya da dahi" diye düşünmüştüm. Gerçekten de Evans, delilik sınırını sonuna dek zorlamış bir sanatçıdırİnanıyorum ki Bily Evans'ın "Very Early", "Waltz for Debby", "Two Lonely People", "Time Remembered" adlı eserlerini dinlediğinizde nasıl bir dâhiden söz ettiğimi daha iyi anlayacaksınız.Bu arada Evans için bir milat niteliği taşıyan "Kind Of Blue" albümünün, sanatçının hayatında müstesna bir yere sahip olduğunu da not etmek gerekiyor. Çünkü bu albümde trompette Miles Davis, piyanoda Billy Evans ve alto saksafonda John Coltrain gibi cazın efsane isimleri yer alıyor.Evans birlikte çaldığı bütün müzisyenlerle kendine özgü tarzını kaybetmeden müthiş bir uyum sağlamış bir caz piyanistidir aynı zamanda. Kişisel olarak, en çok Miles Davis ve Chet Baker'la olan birlikteliğini önemli buluyorum.Eğer bir illiyet bağı kurmak gerekseydi, ünlü besteci Chopin de 20. Yüzyılın yaralarını saran Billy Evans gibi bir şeyler yapardı herhalde diye düşünüyorum. Cazın karmakarışık disiplinini, klasik disiplin ile en güzel şekilde harmanlayabilmiş bir piyanist olan Evans, Chopin'den, Debussy'den aldıklarını modern caza taşıma konusunda çok anlamlı bir köprü kurar çünkü.Dahası Bill Evans, müzikal olarak hem "Özgür Caz"ın alternatifi hem de modern cazın takipçisi olan bir sanatçıdır.Bill Evans'ın teknik icrasının da benzetildiği, hayranı olduğu Chopin'in yanı sıra Debussy, Ravel gibi bestecilerin, Fransız romantizminin