Tarihi boyunca Müslüman Filistinlilerin kanını akıtan İsrail'in 1967'de Mescid-i Aksa'ya astığı bayrağı indirten Başkonsolosumuz Ali Refik İleri bugün rahmetle yâd ediliyor.
Siyonist ve soykırımcı kanlı İsrail her gün ortalama iki masum Filistinli çocuğu katletmeye devam ediyor. 11 Ekim'de barış anlaşmasına imza attığı hâlde bunu dünyanın gözü önünde defalarca ihlal eden kalleş İsrail, Gazze'de ortalama her günü iki çocuğu acımasızca, hunharca ve barbarca katletmeyi sürdürüyor. Son 40 gün içinde toplam 67 Gazzeli çocuğumuz, İsrail saldırılarına hedef oldu, şehadet şerbetini içerek toprağa verildi.
UNUTULMAYACAK BİR KAHRAMAN
1967 yılında Mescid-i Aksa'ya asılan İsrail bayrağını indirten Türkiye'nin Kudüs Başkonsolosu Ali Refik İleri, vefatının 48. Yıldönümünde Eyüpsultan'da rahmetle ve şükranla yâd edilecek. Yeni Dünya Vakfı'nda aralıksız devam eden "Eyüpsultan'ın Ebedî Sakinleri" toplantılarının 74'ncüsünde, çok kıymetli bir Türk bürokratı anılacak. "Mescid-i Aksa'daki İsrail Bayrağını İndirten Kudüs'ün Türkiye Başkonsolosu Ali Refik İleri"yi, araştırmacı yazar ve Hucurat Hareketi Başkanı Eyüp Güzel anlatacak. Kudüs ve Filistinli Müslümanlarla ilgili yaptığı çalışmalarla, araştırmalarla, kaleme aldığı seçkin eserlerle tanınan Eyüp Güzel, konuşmasında İsrail'e haddini bildiren Başkonsolosumuz Ali Refik İleri'nin üstün cesaretini, destansı hayatını, değerli faaliyetlerini ve unutulmayan hizmetlerini dile getirecek. İstanbul'da 15 Ekim 1919 tarihinde doğan Ali Refik İleri, 21 Kasım 1977 tarihinde vefat etmiş ve Edirnekapı Şehitliği'nde dualarla toprağa verilmişti. Anma toplantısı, Yeni Dünya Vakfı'nın Eyüpsultan'daki Genel Merkezi'nde bugün (23 Kasım 2025 Pazar günü) saat 16.00'da başlayacak. Katılımcılar toplantıdan önce saat 15.00'te, Edirnekapı Şehitliği'ndeki Mehmed Âkif Ersoy mezarı önünde buluştuktan sonra Başkonsolos Ali Refik İleri'nin kabrini ziyaret edecekler. Burada tilavet edilecek Kur'an-ı Kerim'in ardından dua edilip Fatihalar okunacak.
26 Mayıs 2026 tarihinden itibaren düzenlediğimiz toplantının sona ermesinden sonra bütün dinleyicilere kitap hediye edilecek. Katılımın serbest olduğu "Eyüpsultan'ın Ebedî Sakinleri" toplantıları, her ayın birinci ve üçüncü pazar günleri vakfın konferans salonunda gerçekleşiyor. 26 Mayıs 2024 tarihinde üstad Necip Fazıl Kısakürek ile başlayan, kültür sanat çevrelerinde ilgi gören anma toplantıları, 9 Kasım 2025 Pazar gününe kadar haftalık olarak yapılmıştı.
BİR YİĞİT HARİCİYECİ
Türkiye'nin yiğit ve kahraman hariciyicelerinden olan Ali Refik İleri, 1966-67 yılları arasında görev yaptı. Yıl 1967, yer Kudüs şehri, Mescid-i Aksa… "Altı Gün Savaşı" olarak bilinen 1967'deki İsrail, çevresindeki Arap ülkeleriyle harbe girmiş ve işgal ettiği sınırları haksız biçimde iki katına çıkarmıştı. Aynı zamanda Kudüs'ün doğusunu da işgal sınırları içerisine almıştı. Yaşanan bu hadisenin hemen ardından Siyonist askerler şımarmış ve azgınlıklarını daha üst seviyeye çıkararak soluğu Mescid-i Aksa'nın içerisinde almışlardı. Siyonist askerler girdikleri Mescid-i Aksa'nın içerisindeki Kubbetus Sahra'ya işgal bayrağını asmıştı. İşte bu alçaklığın yaşandığı sırada Türkiye'nin Kudüs Başkonsolosu, Ali Refik İleri idi. Ali Refik İleri Kubbetus Sahra'ya İsrail bayrağı asıldığı haberini alır almaz sorumluluğu ve inisiyatifi üzerine aldı. Yaşanan bu hadiseyi gururuna yediremedi ve şoförüyle birlikte makam aracına binerek Mescid-i Aksa'ya gitti. Dar sokaklardan Mescid-i Aksa'ya en yakın mesafeye kadar ulaştığında flamalı arabasından inerek İsrail askerlerine "Komutanınızı çağırın." talimatını verdi.
"SAVAŞ SEBEBİ ADDEDERİZ"
Başkonsolos Ali Refik İleri'nin yanına gelen komutanda şımarık ama gizlemeye çalışsa da tedirgin bir hâli vardı. İşgal komutanına şunları söyledi: "Siz Araplarla savaşıp onları yendiniz. Burası sadece Araplara ait bir mescid değil. Burası ümmete ait bir Harem'dir ve bütün Müslümanların mescididir. Eğer o bayrağı oradan indirmezseniz İsrail ile Türkiye arasında savaş sebebi addederiz." Bu açıkça bir tehditti ve İsrail'in ayağını denk alması ve haddini bilmesi gerektiği vurgulanıyordu.
2 SAAT SONRA İŞGAL BAYRAĞI İNDİRİLDİ
İsrailli komutan ve askerler, Başkonsolosumuz Ali Refik İleri'nin kararlı konuşması karşısında afallamışlardı. İleri, o cümleleri söyledikten sonra makam arabasına bindi ve oradan ayrıldı. Başkonsolosumuz tamamen vicdanının ve inancının sesine kulak vererek bu teşebbüste bulunmuştu. Bu konuda Dışişleri Bakanlığı'ndan herhangi bir emir veya talimat da almamıştı üstelik. İşgalcileri uyarıp bölgeden ayrılmasının üzerinden iki saat sonra Kubbetus Sahra'ya rezilce asılan işgal bayrağı, yine İsrail işgalcileri tarafından indirildi.
OSMANLI TORUNU
Ali Refik İleri Osmanlı ayanlarından Nuri Paşa'nın torunudur. 15 Ekim 1919 tarihinde İstanbul'da doğdu. Eğitim sürecini başarıyla tamamladıktan sonra Türkiye'nin Dışişleri,7nde görev aldı. İlk önemli görevini 1966-1971 yılları arasında Kudüs'te yaptı. 1973'te ise Almanya'nın Düsseldorf başkonsolosu oldu. 1977'de görevinin bitmesiyle birlikte karayoluyla Türkiye'ye doğru yola çıktı. Ancak ömür vadesi dolmuştu, yolda geçirmiş olduğu kalp krizi sonucu 21 Kasım 1977 tarihinde vefat etti ve ahiret yurduna göç etti. Mezarı, Edirnekapı Şehitliği 6. Ada 12. Sokak'tadır.
ÇOCUKLARIMIZA YAZILANLAR
İsrail'in mezalimini hiçbir zaman unutmayacağız. Eli kanlı, bebek katili Netanyahu iki yıldan beri resmî rakamlara göre 70 binden fazla Müslüman masum Gazze'liyi katletti. Bu hayâsız, alçak adam utanmadan ortalıkta dolanıyor. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu birçok ülke ile birlikte barış anlaşmasına imza attığı hâlde katliamlarına fütursuzca devam ediyor. İsrail bu kötülüklerine yüzyıldır devam ediyor. Ve hedefinde öncelikle çocuklar. Çünkü çocukları tehlike olarak görüyor. Geleceğin Müslüman mücahidleri olarak kabul ediyor. Gazze'deki çocuklar, iki yıldan beri okul yüzü görmedi. Bir kitap okuyamadı, ellerine bir kalem alıp yazı yazamadı. Annelerine, öğretmenlerine, babalarına, kardeşlerine, çiçeklere şiirler yazamadılar. Bunun vebali büyük. Bu acıların yaşandığı şerefli belde Gazze'de inşallah yakın bir gelecekte gerçek kurtuluşun ve huzurun sağlanacağına inanıyorum. Ancak Türkiye'nin etkili rolüyle hakiki barış sağlanabilecektir. Kim bilir belki de gelecekte Türkiye'den çocuk yazarlarımızın bu destan şehre gidip Gazzeli çocuklarımıza kitap imzaladıklarına şahit olacağız. Şimdi yazarlarımızın, çocuklarımız ve gençlerimiz için kaleme aldığı bazı eserlerden bahsetmek istiyorum:

5