Kitapçılar Sokağı

Ömrümün 47 yılı, güzelim semtimiz Bâbıâli'de geçti. Eski Cağaloğlu'nda gazeteler, yayınevleri, matbaalar, mücellitler, kitapevleri vardı. Fikrin, kültürün ve sanatın soluklandığı bir açık hava müzesi gibiydi. Alayköşkü Caddesi'nin köşesindeki Büyük Doğu Yayınları'nın bitişiğindeki binayı Bedir Yayınevi mesken edinmişti. Çaprazında ise Üretmen Han ve onlarca yayınevi. Tabii başta üstad Sezai Karakoç'un Diriliş Yayınları. Çatalçeşme Sokağı ve devamı olan cadde, Gülhane'ye kadar neredeyse boydan boya karşılıklı yayınevleri ve kitapevleri ile doluydu. Hürriyet Bâbıâli Caddesi'nin görkemli binası, Milliyet ise Nuruosmaniye Caddesi'ni süsleyen yapıydı. Güneş, Türkiye, Günaydın, Diriliş ve diğer gazeteler semtin sakinleriydi. Sonra ansızın bavullarını hazırlayıp çok uzaklara gittiler.

Ankara Caddesi'nden Vilayet'e doğru inerken Vilayet Han'da Sebil dergisi ve yayınları vardı. Büyük Doğu Yayınları, o hana taşınmıştı. Karşısında hâlâ sebat eden Beyan Yayınları kartal yuvasını andırıyordu. Yol üzerinde ise Özgür ve Tekin yayınevleri. Yolun iki yakasında, karşılıklı sıra sıra dizilmiş kitapçılar. Marmaray'ın gelişiyle kitapevleri yerlerini büfelere ve diğer dükkânlara terk etti. Ama hâlâ direnenler var: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları gibi.

Garip rüzgâr esti Cağaloğlu'nda. Turizm kasırgası Bâbâli'nin havasını bozmuştu. Yüksek kiralara dayanamayan yayınevleri, artık daha ucuz semtlere, ilçelere hüzünle göç ettiler. Gazeteler zaten çoktan semti terk etmişti matbaalarla birlikte. İş hanlarında tek tük ressamlara, grafikerlere rastlıyorduk. Biz kitap meraklıları da semte az uğrar olduk, gittiğimizde de kelaynak kuşlarına döndüğümüzü gördük. Sanki asırlar geçmiş, muhitin üstünden bir silindir geçmişti. Hâlbuki Cağaloğlu 30 yıl önce bahsettiğim gibi irfan ve medeniyet merkeziydi.

Fatih Belediyesi'nden "Kitapçılar Çarşısı"nın törenle açılacağı haberini alınca pek sevindim. Bu, semtin yeniden doğuş müjdesi, diriliş hamlesiydi. Ümidimizi yitirmeye başlarken Bâbıâli yeniden doğuyordu. Birkaç yıldan beri hazırlıklar yapıldığı, bilhassa Cumhurbaşkanımızın bu işe önem verdiği ve takip ettiği belirtiliyordu. Açılış cumartesi günüydü. Kalabalık umutlu, güler yüzlüydü. Yayıncılar, yazarlar, gazeteciler, fikir sanat adamları, kültür kurumlarının yöneticileri heyecanlıydı. Kitapçılar Çarşısı ve Sokağı'nın açılışında kıymetli dostları gördüm. Açılışta Ergün Turan, İskender Pala, Ünal Kılıçarslan, Murat Mücahit Yentür, Hüseyin Keskin, Mustafa Karagüllüoğlu, Münir Üstün ve Erhan Erken kısa konuşmalar yaptı. Fatih Müftüsü Abdurrahman Şenoğlu'nun duasıyla tamamlanan merasimi ebru sanatkâr Hikmet Barutçugil ve Akıl Fikir Yayınları Yönetmeni Fatma Ersem Yargıcı ile birlikte takip ettim.

Kitapçılar Çarşısı'nda dükkânı bulunan yayınevi/kitapevlerinin isimleri şöyle: Cağaloğlu Dağıtım, İlgi Flamingo, İnsan Yayınları, İstanbul Dağıtım, İz Yayınları, Kitabevi, Kitap Rengi, Mecaz Kitap, Mercan, MVT, Özgü Ark Yayınları. "Hayırlı olsun"a gidecek bütün kitapseverler, mutlaka dükkânları sırayla ziyaret edecek. Anadolu'dan gelenler de… Ardından sokağın başındaki kahvede biraz dinlenip çay içeceklerdir. Bu kültürel hamle, yayıncılığımıza 'can suyu' olmuştur.

Tarihî isim taşıyan sokak, cadde ve mahalle isimlerinin değiştirilmesine elbette karşıyım. Ancak Cağaloğlu'ndaki bu sokağın "Küçük" olan adı, sanırım mesafesinin kısalığına binaen verilmiş. Bence değiştirilmesinde hiçbir mahzur yok. İsmi Fatih Belediyesi tarafından bir an önce "Kitapçılar Sokağı" olarak değiştirilmeli; zira sokak, semtin gözdesi oldu. Tabii semtte bu adda başka sokak yoksa.