Bayrak ve Asya
Cenab-ı Allah'ın bütün insanlığa son gönderdiği hak din, yüce İslamiyet'tir. Bu dinin kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim, peygamberi de, Kâinatın Efendisi Hazret-i Muhammed Aleyhisselatü Vesselam'dır. Bunu bilen Müslümanlar, bu hakikate iman eder. Peki, 'ümmet' kim Biziz, yani Rabbimizin son elçisinin getirdiği İslam'a iman eden müminler. Ümmet deyince bazıları niçin ürker Hâlbuki yeri gelir, "Biz de Müslümanız." derler. O hâlde ümmete nasıl karşı olursun Bu kavrama karşı çıkanlar, İslam'dan uzaklaşmıyor mu Düşünülmelidir.
Bugün hem milletine bağlı, hem de ümmetine sevdalı bir ulu kişiden bahsedeceğim. Bayrak, vatan ve Na't şairimiz Arif Nihat Asya'dan. Eseri aziz dostum Ersin Özarslan kaleme almış: Türkçenin Vatan Şairi Arif Nihat Asya. (Edebiyat Ortamı Yayınları) Özarslan, "Söz Başı"nda, "Arif Nihat Asya sanatıyla olduğu kadar sanatının malzemesi olan Türkçesiyle de çok büyük bir sanatkârdır." diyor. Doğru, Türkçenin ihtişam ve zarafetini şiirlerine ve nesirlerine yansıtmasaydı bu kadar çok okunur muydu Özarslan Asya'yı çok seviyor. Hayatını ve sanatını anlatırken o muhabbeti bize de yaşatıyor. 90 sayfalık bu bölümde şairimizin çilelerle örülü, acılarla dolu hayatını hüzünle okuyoruz. Karşımızda inançlı, azimli ve yiğit bir imanlı Türk aydını var: Tek parti döneminde, Maarif Nâzırı Hasan Ali Yücel'in kendisine yaptığı bütün baskılara ve sürgün cezalarına rağmen fikirlerinden, ideallerinden ve davasından asla vazgeçmiyor.
Mükemmel bir biyografi. Asya'nın doğduğu muhit, ailesi, çevresi, ilk tahsili, gençlik yılları, yoksullukla geçen hayatı, okuduğu okullardaki müstesna hocaları… Soyadını alışı, sonra evliliği, öğretmenliği, askerliği, çocukları, farklı şehirlerde üstlendiği görevler, çok sevdiği öğretmenlik mesleği, uğradığı sürgünler ve vefatı… Bu destansı hayatı okurken şairimizi daha yakından tanıyoruz. Tanıyor ve daha ziyade seviyoruz. Gazeteciliği, yazdığı mecmualar, siyasete girişi, milletvekilliği, sükût suikastine uğrayışı, tasavvufa ilgisi ve sağlam inancı, sarıp sarmalıyor okuyucuyu. Üstün moralini, neşesini ve iyimserliğini bağlı olduğu Mevlevî inancından alıyor şairimiz.
Daha önce Şiirden Coğrafyaya Arif Nihat Asya'nın Şiirinde Mekân Endişesi kitabını titizlikle kaleme alan Ersin Özarslan, bu biyografide de hiçbir ayrıntını kaçırmıyor. Asya'nın renkli kişiliğinin, dostluğunun ve sevecenliğinin altını özenle çiziyor. Kitabın "Sonuç" kısmının ilk satırlarındaki şu tespit mühimdir ve doğrudur: "Ârif Nihat Asya, yirminci asırda, millî mefahiri terennüm yoluyla bayraklaştıran, millî tarih unsurlarına muhtelif cephe ve çehreleriyle ibda malzemesi olarak şiiriyet değeri hâlinde işleyen millî, İslâmî ve insanî hassasiyeti yüksek çok cepheli bir sanatkâr ve ilhamı gür bir şairdir."
Asya'ın eserlerinin insanımızın ruhî, fikrî ve bediî susuzluğunu giderecek nicelik ve güzellikler kaynağı" olduğunu vurgulayan Özarslan, onun artık tanınan, okunan, sevilen ve eserleri kütüphanelerde bulunan millî bir sanatkârımız olduğunu belirtirken bizim de benimsediğimiz şu kanaati ifade ediyor: "Yazdıkları gün geçtikçe değerini bulmakta hakkı teslim edilmektedir. Onun eserleri bugün devlet reisinin dilindedir. Kürsülerde geniş insan topluluklarına okunmakta, dilekleri dua hâlinde yüzbinlerin âminleriyle karşılanmakta, yüreklerce paylaşılmaktadır. Onun eserleri kitleleri tesirine almakta, fertleri ortak değerler etrafında birbirine bağlamakta, insanların bediî ve manevi açlığını doyurmaktadır. Millî vicdana, millî ruha onun eserleriyle ulaşılmakta, milletin kalbine onun mısralarıyla dokunulmaktadır."