Türkiye Kürtleri olarak yeni bir ses veriyoruz Demokrasi ve birlik diyoruz

Çok açık söylüyorum: Bu ülkenin Kürtleri bugün geldiğimiz süreçte PKK'nın silahlı, HDP'nin de siyasi vesayetini kırmadıkça özgürleşemezler. Kendisi gibi düşünmeyen ve kendisine muhalefet eden her Kürdü imha edilmesi gereken düşman olarak gören PKKHDP zihniyeti, gerçekte Kürtler ve Kürtlük için ciddi bir tehdit unsurudur. PKK sanıldığı gibi Kürtlük hassasiyeti olan bir örgüt değildir. Kürtlerin dini duyarlılıkları, PKK ideolojisi açısından tam bir gericilikten ibarettir. PKK'nın tek amacı; silaha dayalı iktidar gücüyle Kürtler arasında din karşıtı ideolojisine uygun bir toplum düzeni oluşturmaktır. İstediği hiçbir şey, gerçekte Kürtlerle alakalı değildir. Kürtler üzerinde ideolojik bir tahakküm rejimi oluşturmanın dışında hiçbir amacı olmayan PKK'nın bugün bu amacına ulaşmak için hangi küresel ve bölgesel güçlerin taşeronluğunu yaptığı bilinmektedir.İlkin Esed, sonrasında ABD sayesinde silahlı egemenlik kurduğu Suriye'nin kuzeyindeki Kürt bölgelerinde Barzani ve Talabani yanlısı yüzbinlerce Kürdü yerinden-yurdundan eden, kalmakta direnen muhalif Kürt siyasi önderleri öldüren, Barzani yönetiminin televizyonunun izlenmesine dahi izin vermeyen ve Barzani-Talabani yanlısı gazeteci ve kanaat önderlerini öldürerek tasfiye eden PKK'nın gerçekte Kürtler üzerinde nasıl bir zulüm rejimi kurduğu sır değildir. PKK'nın bu anti-Kürt duruşu ve kendisine muhalif Kürtlere dönük korkunç mezalimine HDP'nin tek laf etmiyor olması da gösteriyor ki HDP öyle iddia edildiği gibi bir Kürt partisi değildir. PKK'nın kayıtsız-şartsız emrinde olan bir siyasi aparattır sadece.KÜRTLERİ YANLIŞ MECRALARA SÜRÜKLEYENLERBütün bu apaçık gerçekliğe rağmen PKK'nın siyasi partisi HDP ile ittifak içinde olan CHP ve sair partilerin Kürt temsilini HDP üzerinden okumaları ve Kürtlerle ilgili sorunların çözüm adresi olarak HDP'yi göstermeleri bilinçli bir algı operasyonundan öte bir şey değildir. Daha doğrusu hem siyasi bir yoldaşlık ilişkisinin gereğidir hem de Kürtlerin kendi dini duyarlılıklarıyla örtüşen en gerekli tercihlerininyönelimlerinin önünü kesme çabasıdır. Kürtlerin kendi kökleri üzerinde kendi asli unsurlarıyla ve değerler sistematiğiyle birlik oluşturma çabaları onların işine gelmiyor çünkü. Bu oyunu bozmak o yüzden biz Kürtlerin boynunun borcudur. Halkımızı bu yolla boyunduruk altına alma çabalarına zinhar izin vermeyeceğimizi herkesin bilmesini isteriz.Herkes bilsin ki PKKHDP Kürt hassasiyetini eksene alan bir örgütparti değildir. Tersine CHP'nin tek parti döneminden kalma "Kürt sorunu"nu sadece paradigmal düzeyde değil somut icraatlarla da çözen Erdoğan gibi Kürtlerin yürekten dostukardeşi bir lidere, dahası Barzani gibi efsanevi bir Kürt liderin yönetimine düşmanlıktan kaçınmayan bir örgüttürpartidir.Bilinsin ki Kürtlerin demokratik taleplerinin önündeki en büyük engel PKK'nın bizatihi kendisidir.Türkiye'nin Kürtlerini CHP gibi inkar, asimilasyon ve baskı anlayışının mucidi olan bir partiye ve ABD gibi emperyalist bir gücün stepnesi kılmaya çalışan PKKHDP zihniyeti, en başta Kürtler ve Kürtlük adına mahkum edilmesi gereken bir ihanetin adıdır.PKKHDP üzerinden Amerika'nın Kürtlerine dönüştürülenlerin Erdoğan düşmanlıkları Kürtlük adına önemli not edilmesi gereken bir ihanetin adıdır.KÜRTLERİ PKKHDP ÇİZGİSİNE İTENLERİN GÜNAHI BÜYÜKTÜRTürkiye'nin Kürtlerinden içlerinde dindarların da olduğu bazı kesimlerinin geçmişteki yanlış terörle mücadele uygulamalarının sonucu olarak PKK'nın partisi HDP'yi destekliyor olması; açık açık diyeyim, onları sahiplenerek kazanmasını bilmeyenlerin, onları dışlayarak HDP'ye mecbur bırakanların kusurudur, günahıdır. Bu günah onlara yeter.Terörle mücadeleyi teröristle mücadeleye indirgeyenler aslında adam kazanmanın terörle mücadelenin önemli bir unsuru olduğunu unuturlarsa sonuçta olacağı budur işte.KÜRTLER İÇİN YENİ BİR SEÇENEKTürkiye'nin Kürtlerine yeni bir seçenek sunulmalıdır.Onların sesine kulak verilmelidir.Onların talepleri içtenlikle dinlenmelidir.Türkiye'de "Kürt sorunu"nun çözülmüş olması, Kürtlerin tüm sorunlarının çözüldüğü anlamına gelmemektedir.1990'lı yıllarda yerini yurdunu terk edip büyük şehirlerin varoşlarına can havliyle sığınan Kürtlerin sahipsiz bırakılmış olması, derin sosyolojik sorunların yanı sıra siyasi krizlerin de tetikçisi olma özelliği taşımıştır.PKK'lı nazarıyla bakılanların evlatları PKK'nın partisine adeta mecbur ve mahkum edilmişlerdir.Bu mecburi savrulmaların daha da derinleşmemesi için sahiplenici yeni siyasi ve sosyal politikalara acilen ihtiyaç vardır.Bu yüzden bu ülkenin yüreği yanan Kürtleri olarak acilen bir şey yapma kararımızı kuvveden fiile çıkarmak istedik.DEMOKRASİ VE BİRLİK DERNEĞİ: AMACIMIZ VE ANLAYIŞIMIZBir grup arkadaşımızla genel merkezi İstanbul'da olan DEMOKRASİ VE BİRLİK DERNEĞİ'ni (DEMBİR-DER) kurduk. Kurucu arkadaşlarımız: Mehmet Metiner, Cemal Kaya (Ağrı Eski Milletvekili-İşadamı), Fatma Salman (Ağrı Eski Milletvekili), Kutbettin Ömeroğlu (İşadamı), Mehmet Karataş (TV Muhabir), Engin Akel ( Eczacı), İrfan Karataş (İşadamı)Dernek olarak amacımız ismimizde saklıdır. Türkiye Kürtleri olarak iki şey talep ediyoruz: 1- Koşulsuz ve katıksız bir demokrasi, hür ve eşit yurttaşları olan demokratik bir cumhuriyet. 2- Ortak vatanımızda tek devlet, tek bayrak ve tek millet anlayışıyla eşitliği ve kardeşliği önceleyen birlikte yaşam.NE AYRI DEVLET NE AYRI BAŞ! BİRLİKTE KARDEŞÇE KAZANIM!Türkiye biz Kürtlerin ülkesidir. Bu devlet biz Kürtlerin devletidir. O yüzden ayrı devlet taleplerini, birliğimizi bozucu fitne girişimleri olarak şiddetle reddettiğimiz gibi etnik temelli federasyon ve özerklik taleplerini de birlikçi anlayışımıza zarar veren girişimler olarak görüp reddediyoruz.Aziz Peygamberimizin buyurduğu gibi hepimizi bir tarağın dişleri gibi eşit gören birlikçi bir anlayışın kardeşlikle pekiştirildiği bir arada yaşama iradesini ve isteğini her şeyin üstünde tutuyoruz.Kürtlerin din, inanç, mezhep vb. çeşitliliklerini bir tehdit olarak değil, bir zenginlik olarak görüyoruz. Kürtlerin çoğulculuğunu homojenize etmeye çalışan, Kürtlerin siyasi tercihlerini silahla, kaba kuvvet ve tehditle bastırmaya çalışan her anlayışa karşıyız. Devletten kendileri için demokrasi ve özgürlük talep eden ama kendilerine muhalif olanlara da demokrasi ve özgürlüğü bir hak olarak görmeyen riyakar ve sahtekar anlayışlara