Bir fotoğraf sadece bir fotoğraf değildir

Önümde bir fotoğraf duruyor. Yan yana hizalanmış altı kişi. Beşi erkek biri kadın. Bayağı ciddi duruyorlar. İçlerinden adı Ali olan hafif gülümsüyor gibi. Sırıtmaya benzer bir gülümseme sanki. İntikamcı bir sırıtış.Bu beş erkek bir kadının evvela ne dediğine bakıyorum. Açıkladıkları bir ortak metin bu. Büyük bir iddiayla ayakta sıralanıp poz verdiklerine göre önemli şeyler söylüyorlardır diye düşünüyorum pek tabii. Okuyorum. Metnin sonuna geldiğimde yeni bir şey bulamıyorum. Acaba ben mi gözden kaçırdım diye soruyorum kendime. Dönüp en baştan tekrar okuyorum. Yok, yeni hiçbir şey yok. Oysa benim aradığım şey, yeni bir şey. Öyle ya, o iddiayla bir araya gelmemişler miydiSonra fark ediyorum ki yeni sistemlerini 28 Şubat'ta açıklayacaklarmış. Bekleyeceğiz gayrı.Başka çaremiz yok.Yeni sistemin kurucu umdelerine dikkat çekmeyi amaçlayan ortak açıklamayla yetineceğiz şimdilik.Kurucu umdeler dedikleri beylik laflardan ibaret. Yasama, yürütme ve yargı erklerinin bağımsızlığına vurgu. Peki, nasıl olacak bu, nasıl bir düzenek içinde sağlanacakmış bu, belli değil. 28'ine kadar merakla bekleyeceğiz artık. Bakalım ne çıkacak bu altı farklı şapkadan.Ortak açıklamaya dair ilk yorumum şu oldu: Baştan sona retorik. Bolca suçlama.Suçlu ilân edilmiş: Keyfiliğe dayalı tek kişi yönetimi. Yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi. Her sorunun kaynağı bu verili sistem. Peki çözüm ne Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem. O nerede Henüz ortada yok. 28'inde dünyayı teşrif buyuracak. Türkiye sahnesinde her derdin devası yeni bir sistem olarak boy gösterecek."BİRBİRİNDEN FARKLI PARTİLER OLARAK"Alın size dünyaya ihraç edebileceğimiz yeni bir parlamenter sistem türü işte. Bir ihraç ürünümüz daha oldu, olacak. Gurur duymalısınız. Muhtemelen bir sürü ithal düşüncelerin ve önerilerin bir bireşimi olacak ama olsun sonuçta bunu gün ışığına çıkartacak olanlar Erdoğan karşıtlıklarıyla maruf, sırf bu yüzden bütün bir Avrupa'nın hayranlığını ve desteğini kazanmış müzmin muhalefet partilerimizin irili-ufaklı liderleri. Sonuçta Türk markası bir yeni ürün işte. Eski parlamenter sistemleriyle çoğu yerde kriz yaşayan Avrupalılar için emsal oluşturacak yeni bir parlamenter sistem modeli eminim ki Avrupalıların da derdine derman olacaktır. İşte o vakit hepimizin başı gururla göğe erecektir. Az bir kazanım mıdır bu Üstelik de öyle bir sistem ki bu, güçlendirilmiş cinsinden. Her türlü derdin de devasını içinde taşıyor.Daha ne istenir ki!Sizi bilmem ama ben dört gözle bekliyorum. Merak ve heyecanla. Bakalım bu siyasi dehalarımız evvela bize, saniyen bütün dünyaya nasıl yeni bir sistem armağan edecekler!Merakla okuduğum ortak metinde en başlarda yer alan şu cümle dikkatimi çekiyor: "Birbirinden farklı partiler olarak." Düşünüyorum birden: Bu partilerin birbirinden farkı nedir Bulamıyorum bir türlü. Erdoğan düşmanlığı eksenine oturan ortaklıkları o kadar gözümüzün içine sokuldu ki farklarını bilemez ve göremez hale geldik. Aynilikleri malumumuz. Peki farklılıkları Bilen varsa beri gelsin. En iyisi mi bu abd-i aciz kendilerinden burada ricada bulunsun: Lütfen birbirinizden hangi konularda farklı olduğunuzu açıklar mısınız Açıklayın da bilelim gayrı. Ha bir de şu sorunun cevabını istirham etsem: Birbirinizden farklı iseniz ülke yönetiminde nasıl ortaklaşacaksınız Dış politikanız farklı, ekonomi yönetiminiz farklı mı olacak mesela Ahmet Bey dış politikanın dehasıdır. Arkasındaki başarı öyküsüne en başta Kemal Bey şehadet eder eminim. Ali Bey ekonomi yönetimi için bulunmaz bir nimettir. Elindeki asayı değdirdiği andan itibaren bütün ekonomik sorunlar anında çözülür. Bunun geçmişteki örneklerine Kemal Bey'in yanısıra Meral Hanım da eminim ki şehadet eder.MİLLETVEKİLİ YA DA BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İSTEDİNİZTekrar o fotoğrafa dönüp bakıyorum. Hayıflanıyorum. İki tanesi içimizden çıkma. Biri genel başkanlığımızı ve başbakanlığımızı yapmış, ötekisi uzun yıllar ekonomi yönetimin başında olmuş. Çok maharetli olsa gerek ki bir ara Dışişleri Bakanlığı da yapmış.Onlara mı kızayım kendimize mi bilemedim. Hep en tepelere taşıdıklarımızdan gördük her ne gördüysek işte!