Suriye devriminin kazanımları Gazze'de imanın zaferi
Suriye devrimi sıradan bir devrim değildir.
Şam'ın asıl sahipleri geri döndüler.
Selahaddin'in davası gayrı emin ellerde.
Şam'da Filistin davasıyla büyüyen mücahitler iktidarda.
İsrail'in asıl korkusu bu.
Selahaddinler Şam'a geri döndüler.
Şam'ın artık sahibi onlar.
İsrail biliyor ki Kudüs'ün kapısına Şam'dan girilir.
Ümmetin yiğit evlatları, günümüzün Selahaddinleri o güne hazırlanıyorlar.
İsrail'in asıl korkusu bu.
O yüzden Suriye devrimini boğmak için mayın döşüyor.
Henüz güçsüz halde iken bir savaşın içine çekmek için.
Ama Şam'ın asıl sahipleri bu oyuna gelmiyor.
"Biz İsrail'le savaşmak istemiyoruz"un anlamı "Savaşın gününü biz belirleriz. O gün geldiğinde herkes görür"ün diğer ifadesidir.
İsrail bunu iyi okuyor.
Vakti geldiğinde Esed'in yıkılamaz denilen tahtını başına yıkan ümmetin yiğit evlatları elbette Selahaddin olup Kudüs'ün fethine giden yolun da öncüleri olacaklardır.
Filistinli kardeşleriyle kol kola vererek.
Buna ham hayal diyenler o gün yanıldıklarını göreceklerdir.
Tıpkı Suriye devrimi konusunda yanıldıkları gibi.
Tıpkı "Emeviye Camii'nde elbet namaz kılacağız!" diyenlere inanmayıp onları alaya aldıkları gibi nasıl yanıldıkları Mescid-i Aksa'da ümmetin evlatları şükür secdesine vardıklarında da göreceklerdir bir gün.
Herkes bilsin ki ne ABD ne İsrail mutlak güç sahibi değildir.
Mutlak güç sahibi olan yalnızca Allah'tır.
O yüzden zafer inananlarındır.
Ve ancak sabredenler zafere ererler.
O gün, bugün değilse yarındır.
Zaferin günü uzayabilir ama zafer mukadderdir.
Suriye devriminin kazanımları bir bir ortaya çıkmaya başladı.
Gazze'deki ateşkes, Suriye devriminin tetiklediği kazanımlardan biridir.
Başkaca faktörleri yadsımak mümkün değil.
Ama o faktörlerin de tetikleyicisi asla yıkılamaz dedikleri Esed diktatörlüğünün yıkılabilir olduğunun görülmesidir.
Bu şuur, ümmet bilinciyle beraber cihad bilincinin sabırla ulaşabileceği zaferlerin muştucusu olmuştur.
Müslüman coğrafyada da, topyekûn bölgede de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Bölgeye dair hesabı olanlar da bu yeni denkleme göre yeni olanlar yapmak zorunda kalacaklardır.
Gazze'deki ateşkes Suriye devriminin doğurduğu sonuçlardan bağımsız okunamaz.
ASIL GALİP GAZZELİLERDİR, GAZZE'NİN İMANIDIR
Ama elbette asıl galip olan Gazze'nin imanıdır.
Gazzeli yiğitlerin, Gazzeli mücahitlerin sabırları ve sebatıdır.
Gazze'nin imanı galip gelmiştir.
Gazzeliler ölümü yenerek İsrail'e diz çöktürmüştür.
Onlar topraklarını bırakmadan savaştılar.
Bir avuçtular.
Sıkıştıkları o sahil şeridinde destan yazdılar.
Savaştıkları sadece İsrail değildi.
Asıl İsrail'in ardındaki devasa askeri güçlerdi.
Öldüler ama teslim olmadılar.
Her gün her an öldüler.
Ama sabrederek vuruşmayı terk etmediler.
Yalnızca Allah'a güvendiler.
Sadece Allah'tan yardım dilediler.
Çünkü yardım dilediklerinden kendilerine yardım ulaşmayacaklarını bilerek cihadlarını sürdürdüler.
Kimseye güvenerek yola çıkmadıkları için yarı yolda teslim bayrağı çekmediler.
Topyekûn ölümün üstüne imanla yürüdüler.
Çünkü onlar ölerek ölümsüzlüğe erişeceklerine iman eden insanlardı.
Belki bir avuçtular ama o imanlarıyla hiç kimsenin yenemeyeceğine inandıkları güçlere meydan okuyarak vuruştular.
Önderleri bir bir şehit olduğunda yılmadılar.
İsrail savaş makinasına dört gün dayanamaz diyenlere destansı bir cihadın nasıl olabileceğini gösterdiler.
Tamı tamına 467 gün direndiler.
Bu antlaşma yapılmamış olsaydı direnmeye devam edeceklerdi.
Şimdi birileri kalkıp zafer nerede diye soruyorlar.
Zafer o imanın destanlaştırdığı kutlu cihadın bizatihi kendisidir.
Zafer yenilemez denilen İsrail'in diz çökmek zorunda kalışıdır.
Gazze yerle bir olmuştur.
50 bine yakın Gazzeli toprağa düşmüştür.